Teşkilat-ı Mahsusa'dan MİT'e Türkiye'de İstihbarat
DİĞEROsmanlı Devleti'nin son yıllarında, siyasi birliğin korunmasını sağlamak, ayrılıkçı hareketleri önlemek ve yabancı ülkelerin Ortadogu'daki istihbarat ve gerilla faaliyetlerine karşı koymak amacıyla kurulan Teşkilat-ı Mahsusa, modern anlamda ilk istihbarat teşkilatıydı.
19.yyda devletin içeride ve dışarıda karşılaştığı gelişmelerin bir sonucu olarak modern manada ilk istihbarat teşkilatı II.Abdülhamid tarafından kuruldu. Yıldız İstihbarat Teşkilatının amacı devlet üzerine oynanan oyunları haber almak ve özellikle tahta yönelik komploları önceden ortaya çıkarmaktı. 33 yıllık Abdülhamid idaresinin İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından son verilmesinin ardından Yıldız İstihbarat Teşkilatının faaliyetlerine son verildi. II.Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra teşkilata ait yüz binlerce sayfalık rapor ( jurnal ) saraydan alınarak yakıldı.
Türkiye’de istihbarat teşkilatlanmasında bir diğer önemli adım İttihat ve Terakki döneminde atıldı. Osmanlı devletinde ayrılıkçı hareketlerin yoğunlaşması ve isyanların baş göstermesi istihbarat faaliyetlerini artırdı. Balkan savaşlarının kötü sonuçlarından sonra bir istihbarat örgütünün kurulmasının ihtiyacı daha iyi anlaşılmıştı. Bu amaçla 17 Kasım 1913 tarihinde Teşkilatı Mahsusa kuruldu.
Teşkilat-ı Mahsusa ajanları Osmanlı devletinin her yanına ve yurtdışına dağılmış bulunan çeşitli hücrelerden oluşmuş ve personel sayısı 1916 yılında 30 bin kişiye ulaşmıştı. Ajanların büyük bir bölümü uzmanlardan oluşmaktaydı. Bunlar doktorlar, mühendisler, gazeteciler, politikacılar, subaylar ve sadakatlerine güvenilen gerilla savaşı uzmanlarıydı. Üç kıtada örgütlenen Teşkilat-ı Mahsusa'nın merkezi İstanbul Nuruosmaniye'deydi. Teşkilat mensupları, 1. Dünya Savası boyunca, Bingazi'de, Trablus'ta, Basra'da, Mısır'da gerilla hareketlerini örgütlediler, bu hareketlerde fiilen görevler aldılar. Osmanlı Devleti'nin son yıllarında, siyasi birliğin korunmasını sağlamak, ayrılıkçı hareketleri önlemek ve yabancı ülkelerin Ortadogu'daki istihbarat ve gerilla faaliyetlerine karşı koymak amacıyla kurulan Teşkilat-ı Mahsusa, modern anlamda ilk istihbarat teşkilatıydı.
Osmanlı devleti Birinci Dünya savaşından yenik çıkınca İttihat ve Terakki Cemiyetinin liderleri yurt dışına çıkmak zorunda kaldılar. Ülke dışına çıkan İttihatçı liderlerden Talat Paşanın son emri gizli bir teşkilat olarak görev yapacak olan Karakol Cemiyetinin kurulması oldu. İstanbul’da kurulan Karakol Cemiyeti Milli Mücadeleye büyük katkılar sağladı. Cemiyet İstanbul’dan Anadolu’ya, silah ,cephane ve subayların kaçırılmasını sağladı. Karakol Cemiyetinin dışında bu tarihlerde yine İstanbul’da kurulan ve Anadolu’da şubeleri bulunan birçok gizli direniş grubu kuruldu. Bunlardan bazılarının ismi şöyleydi: Zabitân Grubu, Yavuz Grubu, Hamza Grubu, Mücâhid Grubu, Muhârip Grubu, Felâh Grubu, İmalât-ı Harbiye Grubu, Muâvenet-i Bahriye Grubu, Nâmık Grubu, Ferhâd Grubu, Kerimî Grubu, Fethiye Deniz Grubu, Askerî Polis (Ayn-Pe) Teşkilâtı, Müsellâh Müdafâa-i Milliye (M.M./Mim Mim) Grubu, Tedkik Heyeti Âmirlikleri, Geçit Teşkilâtı.
Ankara’da kurulan TBMM’nin ilk istihbarat örgütü ise 23 Eylül 1920de kurulan Hamza Grubu oldu. Ancak haberleşmede kullanılan şifre anahtarlarının İngilizlerin eline geçmesi üzerine 1920 yılının sonunda adı değiştirildi. Sırasıyla Mücahid Grubu, Muharib Grubu, Felah Grubu adıyla adlandırıldı. Bir diğer istihbarat örgütü ise Hüsamettin Ertük ve Fevzi Paşa tarafından kurulan Müdafaa-i Milliye’ydi. Baş harflerinden dolayı Mim Mim adıyla anılan teşkilat İstanbul’dan Anadolu’ya silah,cephane ve subay kaçırma ve düşman karargahlarından elde edilen bilgi ve belgeleri Ankara’ya aktarıyordu.
Milli Mücadele döneminde kurulan bir diğer istihbarat örgütü ise Batı cephesinde oluşturulan Askeri Polis Teşkilatı idi. Ancak bu teşkilatlanma üyelerinin olumsuz davranışları, halkta korku yaratmaları, zorba kesilmeleri, kendilerini gizlemekten uzak duruşları sebebiyle kuruluşunun üzerinden bir sene geçmeden kapatıldı.
Askeri Polis Teşkilatının kapatılmasının ardından 1 Nisan 1921 tarihinde Tedkik Heyeti Amirlikleri adıyla yeni bir istihbarat örgütü kuruldu. Genelkurmay bünyesinde bulunan bu teşkilatın da ömrü uzun olmadı ve kısa sürede lağvedildi. Mudanya Ateşkes antlaşmasından Lozan Antlaşmasına kadar geçen süre içerisinde ise istihbarat faaliyetleri Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti tarafından I.Ordu Komutanlığına bağlı alarak yürütüldü.
Cumhuriyet dönemine gelindiğinde Batı ülkelerinde olduğu gibi modern bir istihbarat teşkilatının kurulması görevi Mustafa Kemal tarafından Fevzi Paşa’ya verildi. Böylece yurt içine yönelik istihbarat hizmeti verecek olan Milli Emniyet Hizmeti ( MEH) Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti (EHUR) İstihbarat Dairesi'ne bağlı olarak 6 Ocak 1926 yılında kuruldu. Fevzi Çakmak 6 Ocak 1926 tarihli yazı ile yeni teşkilatın kuruluşunu valiliklere şöyle bildirmişti: “Genel merkezi Ankara’da, şubeleri şimdilik İstanbul, İzmir, Adana, Diyarbakır ve Kars’ta olmak üzere bir (Milli Emniyet Hizmeti) kurulmuştur. Bu şubeler doğrudan doğruya genel merkeze bağlanmıştır. Şimdiye kadar Ordu Müfettişlikleri’nce yürütülen istihbarat hizmetleri bundan böyle bu teşkilat tarafından yürütülecektir.”
Teşkilatın Dış İstihbarat bölümünün kurulması amacıyla da I.Dünya savaşı öncesinde ve savaş sırasında Alman Genelkurmay İstihbarat Servisinin başında bulunmuş olan Albay Walther Nicolai Türkiye’ye davet edildi. Daveti kabul eden Nicolai ile Ankara’da yapılan görüşmelerin ardından bir sözleşme yapıldı. Bir taraftan dış istihbaratın kurulma çalışmaları gerçekleştirilirken diğer taraftan hizmet verecek personelin yetişmesi amacıyla belirlenen bazı istihbarat görevlileri 1926 Martında Almanya’da Walther Nicolai tarafından kursa alındı.
Walther Nicolai, 1926 yılının Eylül ayından Kasım ortasına kadar İstanbul ve Ankara’da subay ve sivil bazı kişilere iki ay süreyle istihbarat konferansları verdi. Aynı zamanda bu konferanslarda Teşkilat Nimaznamesi de hazırlandı. Bu çalışmaların ardından İstihbarat Heyeti tarafından Milli Emniyet Hizmeti Riyasetinin yapılanma faaliyetine girişildi.
1926 yılının sonlarına doğru son hali verilen Teşkilat Nizamnamesiyle Riyasetin iç ve dış yapılanması tamamlandı. Buna göre ilk merkezi yapılanma 4 ana şubeden meydana geliyordu. A Şubesi: İstihbarat, B Şubesi: Müdafaa, C Şubesi: Propanganda, D Şubesi: Teknik destek
6 Ocak 1927 tarihinde resmen kurulan MEH’in adı sonraları Milli Amala Hizmet olarak değiştirildi ve MAH kısaltması kullanılmaya başladı. 1932-1937 yıllarında iç istihbaratta Emniyet Teşkilatı ile görev paylaşımına gidilirken 1937’den sonra iç istihbarat Emniyete devredildi.MAH ise dış istihbarata ağırlık veren bir teşkilat haline geldi.
1960 askeri darbesinin ardından Milli Güvenlik Kuruluna bağlanan MAH, 6 Temmuz 1965 tarihinde Milli İstihbarat Teşkilatı adını aldı.
Kaynaklar:
Erdal İLTER,Milli İstihbarat Teşkilatı Tarihçesi
Kaya Karan,Türk İstihbarat Tarihi
Yıldız İstihbarat Teşkilatı ve Teşkilat- ı Mahsusa'dan Mit'e.,
www.dunyabulteni.net
İlginizi Çekebilir