Tarih Kokulu Şehir Toledo
BENİM ŞEHİRLERİMToledo İspanya’nın ortasında Kastilya-La Mancha bölgesinin merkezi şehir. Madrid’in 80 km güneyinde, üç yanı Tajo Nehriyle çevrili engebeli bir burnun üzerinde yer alır. 2005 nüfusu 75,578’dir. Şehrin Romalılar zamanındaki adı Toletum’dur. Milattan sonraki sekizinci asırdaki Müslüman Arap fethinden sonra şehrin adı Araplarca ve diğer Müslüman milletler tarafından Tuleytula olarak tanındı.
Toledo bugün önemli bir turizm alanına sahiptir. Dış ülkelerden buraya yoğun bir turizm akımı vardır. Toledo’nun tarihi bölümünün de dahil olduğu 40 İspanya eseri UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiştir.
Tarih
Romalı tarihçi Livius eski bir yerleşme olan Toledo’dan küçük, ama konumu açısından müstahkem bir kent olarak söz eder. Yunan ya da Fenike kökenli olan Toledo, MÖ 193’te Romalı general Marcus Fulvius Nobilior tarafından fethedildi ve Romalılaştı; Toletum adını alan kent, zamanla önemli bir Roma kolonisi ve Carpentia’nın merkezi oldu.
6. yüzyılın ikinci yarısında, 554’e doğru Athanagild buraya yerleşince, Vizigotlar’ın gerçek tinsel başkenti durumuna geldi. Ariusçu Kral Recaredo kentte toplanan bir konsil sırasında Hıristiyanlığı benimsedi (589).
711’de Müslüman Araplar’ın eline geçen kent, ayrıcalıklarını Córdoba’ya kaptırdı. Tuleytule olarak anıldığı Magripliler döneminde (712-1085) kentte önemli bir Mustarib (Arapça konuşan Hıristiyanlar) topluluğu yaşıyordu. Çok geçmeden, İslama karşı bir direniş ve ulusal bağımsızlık merkezi durumuna geldi ve bu durum kanlı bastırmalara, özellikle 797 bastırmasına yol açtı. 10. yy başında, yaklaşık elli yıl boyunca özerk bir Arap devletine merkezlik etti. Ülkeye egemen olan Emeviler, belediyecilik, kültür ve iktisat alanında (toledo deri ve çelikleri) kentin gelişmesine katkıda bulundular.
11. yüzyılın başında, Córdoba halifesi güçsüzlüğünü belli edince, 1085’te León ve Castilla kralı VI. Alfonso Toledo’yu fethetti. Toledo bu tarihten sonra Kastilya’nın en önemli siyasal ve toplumsal merkezi haline geldi. Aynı dönemde kentte Hıristiyan, Arap ve Yahudi kültürleri arasında bir kaynaşma yaşandı. Bunun en iyi örneği X. Alfonso’nun (Akıllı) 13. yüzyılda kurduğu Çevirmenler Okulu’ydu. Özellikle kentin çevirmenler okulu, Arap bilim ve felsefesiyle Yunan felsefesinin bir bölümünün Avrupa’da tanıtılmasını sağladı. Toledo dört yüzyıl boyunca, İber Yarımadası’nın kültür ve din merkezi işlevini sürdürdü. Ancak, 16. yüzyılda Comunero Ayaklanmaları ve bu ayaklanmaları bastırmak için yapılanlar kenti güçten düşürdü. Kral II. Felipe’nin Madrid’i başkent yapmasından (1560) sonra Toledo’nun önemi azaldı.
Bunun üzerine ve imperial y coronada kenti unvanına karşın, Toledo artık bir sanat kenti ve hayvancılıkla ipek üretimine yönelik geniş bir bölgenin merkezi olmaktan öteye gidemedi. 1803-1813 arasında Fransızlartarafından işgal edildi. Alcázar de Toledo savunması (22 Temmuz-28 Eylül 1936), İspanya İç Savaşı’nın çarpıcı olgularından biridir.
Gezilecek yerler
Kültürel özellikleriyle İspanya’yı en iyi temsil eden şehir olarak kabul edilen Toledo, ulusal anıt ilan edilmiştir. Engebeli arazi yapısı nedeniyle çoğu yokuş olan dar ve dolambaçlı sokakların hepsi Zocodover Meydanı’nda birleşir. Bazı kesimleri Roma ve Magripliler dönemine ait, ortaçağdan kalma San Servando Şatosu’nun eteğindeki Alcántara Köprüsü (kuzeydoğu) ile 13. yüzyılın sonlarında inşa edilen San Martin Köprüsü (kuzeybatı) Tajo Nehrinin iki yakasını birbirine bağlar. Kent surlarının bazı bölümleri Vizigotlardan kalmış, ama büyük bölümü Magripliler ya da Hıristiyanlar tarafından inşa edilmiştir. Aralarında VI. Alfonso’nun 1085’te şehre girerken kullandığı Eski Bisagra Kapısı’nın (Puerta Vieja de Bisagra) da bulunduğu, değişik dönemlerden kalma kapılar fazla hasar görmemiştir.
Babü’l-Merdum (10. yüzyıl) ve Las Toernerias camileri, Mudéjar üslubundaki (karma İspanyol-İslam mimari tarzı) Santa Maria la Blanca (12. yüzyıl) ve El Tránsito (14. yüzyıl; Sefhardi Müzesi’ni kapsar) sinagogları, gene Mudéjar üslubundaki San Román, Cristo de la Vega, Santiago del Arrabal ve Santo Tomé kiliseleri şehrin İslam etkisi taşıyan önemli tarihsel yapılardandır. Ressam El Greco’nun “Kont Orgaz’ın Gömülmesi” (1568-88) adlı ünlü tablosu Santo Tomé Kilisesi’nin şapelindedir.
İspanyol gotik katedrallerinin en iyi örneği olarak kabul edilen Toledo Katedralinin yapımına 1226’da Kral III. Fernando döneminde başlanmıştır. Kilisenin El Greco, Francisco Goya, Anthony van Dyck, Luis de Morales ve öteki ünlü ressamların tabloların bulunduğu zengin bir müzesi vardır. San Juan de los Reyes Kilisesi Isabel üslubundadır. Bugün bir bölümü müze olan Santa Hermandad Evi (Casa de la Santa Hermandad) de aynı döneme aittir. Hospital de Santa Cruz (16. yy) Arkeoloji ve Güzel Sanatlar Müzesi, kente egemen konumdaki kale ise Ordu Müzesi olarak kullanılmaktadır.
Toledo çeliği, özellikle de kılıçları, MÖ 1. yüzyıldan beri ünlüdür. Kentte büyük bir sailah fabrikasıyla Mudéjar üslubunda metal eşya üreten atölyeler vardır.tr wikipedia
İlginizi Çekebilir