© Teknik Elektrik 2017-2024

Suyu Arayan Adam

Şevket Süreyya kendi hayatından esinlenerek yazdığı eserinde hayatında karşılaşmış olduğu zorluklar karşısında gösterdiği sabır ve duruşu eserinde bizlere farklı bir şekilde yansıtmaktadır.

Şevket Süreyya bu kitabında kendi hayatından izler taşımaktadır. Kendi hayatından esinlenerek yazdığı eserinde hayatında karşılaşmış olduğu zorluklar karşısında gösterdiği sabır ve duruşu eserinde bizlere farklı bir şekilde yansıtmaktadır.


Adam, toprağı kazar. Amacı suyu bulmaktır. Fakat ne kadar çabalasa da suya ulaşamaz. Artık çok yorulmuştur, bitap düşmüştür. Suyu bulacağına dair inancı kaybolmuşken uzaklardan bir ses işitir. O ses ona daha da kazmasını, derinlere inmesini söyler. 


Şevket Süreyya Türkiye – Yunanistan savaşı zamanında Edirne’de doğmuştur. 1. Dünya Savaşı’nda henüz 17 yaşında olmasına rağmen gönüllü olarak Yedek Subay olur. Bu savaş sırasında fikirlerinde bir değişiklik meydana gelmiştir. Şevket Süreyya bu yıllarda Turancılık düşüncesini benimseye başlar. Bu düşünceye göre Türklerin yaşadığı yerin öneminin olmayışıdır, Türklerin yaşadığı yer hangi bayrağın altında olursa olsun Türkün toprağıdır. Bu toprakta ta ki Çin Seddi’ne kadar gitmektedir.


Ateşkesten sonra İstanbul’a döner fakat savaş yıllarında kaldığı Anadolu’ya alışmıştır. Azerbaycan, İstanbul’dan muallim talep eder ve bu Şevket Süreyya için bir avantajdır bunu da değerlendirecektir.


Azerbaycan’da işine devam eden Şevket Süreyya, burada da Turan fikrine bağlı kalmış ve bu fikri benimsemiştir. Bu ülküyü benimseyen Şevket Süreyya Aydemir, Karabağ Yolu ve Askeran Geçidi’nin Ermeni güçleri tarafından kesildiği haberini alır ve umutsuzluğa kapılır.  ( Suyu arayan adam kitap özeti)


Şevket Süreyya artık yeni bir düşünce içerisindedir. Turan fikrinden uzaklaşan Aydemir, artık “Önemli Olan İnsanlık” düşüncesine yakınlaşmıştır. Bütün zulmedenlerin yok olacağına, insanların dini, ırkı ne olursa olsun beraber yaşayabileceğine inanmaktadır. Bu düşünce çerçevesinde Komünist partisine katılır. Dünyanın kirli kuralları yok olacak ve kendi pisliğinin üzerine yeni bir dünya düzeni inşa edilecektir. (Suyu arayan adam kısa özet)


Moskova’da iktisat okuduktan sonra memlekete dönüş yapan Şevket Süreyya artık çok farklı bir pencereden dünyaya bakmaktadır. Kendisine öğretildiği gibi olmadığını aslında işlerin çok farklı yürüdüğünü fark etmiştir artık. Nereye bakarsa baksın kapitalistlerin insanları yağmalıdığını, şehrin sömürgecilerin elinde olduğunu artık net bir şekilde görebilmektedir.


“Aydınlık Mecmuası” dergisinde yazmaya başlayan Şevket Süreyya yazıları yüzünden kapanır ve dergi de kapatılmıştır. İstiklal Mahkemelerinde yargılanan Şevket Süreyya cezaevine girer ve af çıkmasıyla serbest bırakılır. Cezaevinde kaldığı zamanlarda “İmam-cemaat” – “Devlet-Millet” fikrini kabullenir. Devletin halk için var olduğuna inanır. Devletçilik ilkesinin uygulanmasını ve halk için çalışmalar yapılmasını istemektedir.


Serbest bırakıldıktan sonra Ankara’ya döner. Burada öğretmenlik yapmaz bunun yerine artık idare işlerinin içinde aktif biçimde yer alacağı Yüksek  ve Teknik Öğretim Müdür yardımcılığı işini alır. Burada halk için yapılan her işle gurur duymakta, her hizmette coşkulanmaktadır.


Şevket Süreyya tam bir iş, düşünce, ilke insanıdır. Kitaptan alınması gereken en önemli mesaj Şevket Süreyya’nın çektiği sıkıntılar karşısında bir şeyler yapabileceğine dair inancını yitirmemesi, şartlar ne kadar zorlasa da kendisine inancı konusunda bir pes etme görülmemektedir. Bu sebebden ‘’Suyu Erayan Adam’’ kitabında özetle ne anlatmak istediyi bir cümle ile özetlersek ‘’Allah’ın bizeverdiği en büyük nimet sahip olduğumuz halde , sahip olduğunu bilmediğimiz kuvvetleri bulmak kudretidir’’.


İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER