SİMS ELEKTROMEKANİK TİC.SAN.A.Ş. Kurucusu Murat Şimşek ile Söyleşi
RÖPORTAJLARSayın Murat Şimşek kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz? Ben 1975 yılında İstanbulda doğdum.
Ben 1975 yılında İstanbulda doğdum. Eğitimimi lise sonuna kadar bu şehirde tamamladıktan sonra 1995 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik bilimler Yüksek Okulu Makine Ressamlığı ve sonrasında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler bölümünü bitirdim…
Çalışma hayatımda Onka Elektrik, Günsan Elektrik, Federal Simon Elektromekanik firmalarında Ar-Ge ve Proje Müdürlükleri yaptıktan sonra son olarak Mutlusan Elektrik firmasında Teknik ve Lojistik Direktörlüğü yaparak 2012 yılının Haziran ayında ayrılarak kendi firmamı kurdum. 17 yıllık profesyonel iş hayatımdan sonra, kendi ideallerim ve amaçlarım doğrultusunda, yeni bir marka yaratmak düşüncesi ile bu yola çıktım.
Firmanızın yaptığı işleri ve Hedeflerini açıklarmısınız?
Öncelikle çalışma hayatımda branş olarak endüstriyel tasarım ve Ar-Ge konularında ciddi bir tecrübe edindiğimi düşünüyorum. Bu doğrultuda inovatif ve işlevsel tasarımlar yapmayı düşünerek iki yeni ürün üzerinde çalıştık. Bunlardan birisi SİMLIGTH markalı Led Prizli Gece Lambası ve OCTOPUS markalı Çoklu Topraklı Priz ürünlerini çeşitli versiyonları ile hayata geçirdik. Bu ürünlerimiz Faydalı Model Patentine sahip olup, tamamen yeni ve işlevsel özellikleri ile dikkat çekmektedir. Piyasada yenilikçi ürünler konusundaki kısır döngüyü biraz olsun kırmak amacı ile sadece Türkiye değil, uluslararası pazarlarda da fark yaratacak ürünler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Bu söylemimizden de anlaşılacağı üzere hedefimiz, yeni ve benzersiz ürünler üreterek yerel ve uluslararası pazarda ciddi bir marka olmaktır.
Sektörde tecrübeli birisi olarak, temel sorun olarak neyi görüyorsunuz?
Biz millet olarak üretme kabiliyeti yüksek ve zeki bir yaradılışa sahibiz. Fakat piyasa şartlarının da etkisi ile Araştırma-Geliştirme konusunda gayret etmek yerine, mevcut olan ürünlerde minimal değişikliler yaparak her geçen gün piyasada kötü taklitler üretiyoruz. Bu mantık bizi, daha ucuz ve kalitesiz mal yapmak konusunda negatif etkileyip daha geriye taşıyor. Oysa temel ihtiyaçların ve tüketimin, her geçen gün hızla değiştiği çağımızda yenilikleri dışardan değil, kendi içimizde aramamız gerektiğine inanıyorum. Sektörde ürünü tanıtıp, satacak kişilerin, bu yeni girişimlere destek olduğu sürece, inanılmaz güzel sonuçlar alacağımıza kalpten inanıyorum. Fiyat endeksli ve rekabetin üst düzeyde olduğu ürün grupları, üreticileri ithalatçı olmaya teşvik ediyor ve bu durum üretkenliği negatif anlamda etkiliyor.
Ürünlerinizi tasarlarken ne gibi kriterler size kaynak oldu?
Ürün üretmeye karar verdiğim zaman öncelikle son kullanıcının hayatında olup, fonksiyon olarak eksik kalan ürünleri geliştirmek düşüncesi ile yola çıktık. Örnek vermek gerekirse, SİMLIGTH gece lambası ürünü kendi hayatımda eksiklik olarak gördüğüm bir üründü. Benim 3 yaşında bir çocuğum var ve odasında gece lambası kullanıyordum. Fakat ürünlerin hepsi Çin malı ve çok çabuk bozulan ürünlerdi, ayrıca prize takınca, artık o prizi kullanamıyordum. Onun dışında evde acil durumlar için birkaç el feneri ve ışıldak lamba da bulunduruyordum. Fakat acil durumda bunları bulmak ve çalışır halde korumak da zor oluyordu. Bu sebeple sürekli prizde kalabilecek, gece lambası, el feneri, acil durum aydınlatması ve flaşör olarak da kullanılacak ayrıca takıldığı prizde yine priz özelliğini koruyacak bir ürün dizayn ettik. Acil durumlarda, kendi otomatik olarak devreye giriyor ve bulunduğu yeri ortamı da aydınlatarak gösteriyordu. Bu ürünün hayatımıza kolaylık getirdiğini düşünüyorum ve üründe, başarılı olduğumuza inanıyorum…
Yeni bir girişimci olarak karşılaştığınız zoluklar nelerdir, bizimle paylaşırmısınız?
Öncelikle yeni girişimciyi devlet tarafında destekleyecek programlar gerçekçi değil. Tubitak, Kosgeb vb. kurumlar yeni kuruluşlara destek verirken Ar-Ge süresini 12 - 24 ay civarında tutarak bu süreci gereksiz uzatıyor ve gereksiz prosedürlerle olayı çıkmaza sokuyor. Banka destekli programlar mutlak suretle teminat şartıyla projeyi değil, kişiyi ipotek altına alıyor. Bu durumda kullanılması mümkün olabilecek programlar yeni girişimciler tarafından kullanılamıyor, mevcut durumda üretim yapan ve kuruluşu daha eski olan şirketlerin kolayca kullandığı desteklere dönüşüyor. Bu durum, birçok şirket için ek gelir gibi görülüyor ve birçok teknik elemanın finanse edileceği kaynaklara dönüşüyor. Emin olunuz ki, destek gören birçok proje hayata geçmeden rafa kalkıyor. Bu gerçekten üretim yapmak isteyen birçok kişinin hakkını gasp etmekle aynı anlamı taşıyor.
Önümüzdeki süreçte yeni projeleriniz olacak mı, bize bahsedermisiniz?
Tabiki, 2013 yılında tamamlamayı düşündüğümüz üç yeni projemiz devam ediyor. Bu projelerde, yenilikçi, ergonomik ve son kullanıcının değişik bulacağına inandığımız projeler. 2013 yılının sonuna doğru piyasaya arz etmeyi düşünüyoruz ve kısmet olursa sizlerle bu ürünleri piyasaya tanıtmış oluruz. Gelecekte tek gayemiz sürekli üreten, yeniliklere imza atan ve bununla paralel yatay büyümesini sürdürebilen bir firma olmaktır. Benim geçmişte tanıdığım ve inandığım birçok tasarımcı dostumun da projelerini hayata geçirmek konusunda elimizden gelen desteği verdiğimizi söylemek isterim.
Son olarak firmanız ve kendinizle ilgili eklemek istediğiniz bir konu varsa alıp, sohbetimizi sonlandıralım?
Biz yaptığımız ve yapacağımız işlerde, sürekli ve kaliteli hizmet veren bir firma olarak ticari hayatımıza devam etmek gayretindeyiz. İlerleyen dönemde yaptığımız ve yapacağımız ürünlerle bunu ispat etmekten başka bir düşüncemiz yok. Bu yola çıkarken bana destek verip, inanan insanları haklı çıkarmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizi söylemek isterim. Bu sektörde yenilikçi, işlevsel ve dinamik tasarımlar ile kısa zamanda bilinen bir marka olmak amacındayız. Ayrıca, bize yer verdiğiniz için size ve ekibinize teşekkürlerimi iletmek isterim. Yeni ürün ve tanıtım sürecinde sizlerle tekrar görüşmek bizleri mutlu edecektir.
Saygılarımızla,
İlginizi Çekebilir