© Teknik Elektrik 2017-2024

Referandumla kapıyı açıyoruz yeni anayasa 2011de

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sizinle gönül diliyle konuşmak istiyorum.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sizinle gönül diliyle konuşmak istiyorum." sözleriyle başladığı Diyarbakır mitinginde yeni anayasa sözünü tekrarladı. Referandumun yeni anayasanın kapısı açacağını vurgulayan Erdoğan, asıl çalışmanın ise 2011 seçimlerinden sonra yapılacağını söyledi.

İstasyon Meydanı'nda oldukça kalabalık bir topluluğa hitap eden Erdoğan, demokrasi ve insan haklarını merkeze alan mesajlar verdi. Duygu tonu yüksek konuşmasında bölge insanının yaşadığı mağduriyetleri anlattı. "Devlet insan için vardır, insan mutlu değilse, huzurlu değilse, güvende değilse geride kalan hiçbir şeyin önemi yoktur." dedi. Şivan Perver'in vatan hasretini ve Ahmet Kaya'nın gurbette ölmesini unutamayacaklarını söyledi. Geçtiğimiz günlerde Hakkari'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Haci Sait Cami imamı Aziz Tan'ın acısını da hatırlattı. "Biz bu memleketin evlatlarıyız. Bir gün Rizeliyiz, bir gün Vanlıyız, Hakkariliyiz, Diyarbakırlıyız, Diyarbakır'ın evladıyız." sözleriyle kalabalığı coşturdu.

 

Konuşmasında muhalefete de yüklenen Erdoğan, BDP'nin boykot kararını eleştirerek, "Biz, 'hayır' diyene de saygı duyarız ama 'evet' diyene saygı duyulmasını bekleriz. Referandumun boykot edilmesini de doğru bulmuyoruz." ifadelerini kullandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakırlılardan sandıklara giderek 'evet' oyu kullanmalarını istedi. "Biz kardeşiz. Bu kardeşliğimizi bozmak isteyenlere karşı 12 Eylül bir manifestodur." dedi. Tehditlere boyun eğmeyeceklerini, Diyarbakırlıların da tehditlere boyun eğmeyeceğini bildiklerini söyledi. Çok büyük bir kalabalığa seslenen Başbakan Erdoğan, Diyarbakır'a ayrı bir sevdası ve muhabbeti olduğunu belirtirken, Ahmet Arif'in, "Seni bahar gibi düşünüyorum" şiirinden mısralar okudu. "Millete efendilik değil, hizmetkâr olmak vardır." anlayışında olduklarını söyleyen Erdoğan, bu yüzden siyasetlerinin merkezine insanı yerleştirdiklerini ifade etti. İnsan hak ve özgürlüklerini hayatının gayesi bildiğini belirtti. 27 Mayıs 1960 darbesinden itibaren Türkiye'nin geçirdiği darbeler sürecini anlatan Erdoğan, birilerinin Türkiye'nin ayağa kalkmasına izin vermediğini savundu. 90'ların ilk yarısının sabotajlar ve kirli oyunlarla geçtiğinden söz eden Başbakan, 28 Şubat sürecinin milli iradeyi hiçe saydığını ve demokratik kazanımlarını bir bir geri aldığını söyledi. Erdoğan, 12 Aralık 1997'de Siirt'te okuduğu şiir yüzünden yargılanıp hüküm giydiğini hatırlattı. "Özgürlüğün kıymetini o mahpus duvarları arasında daha fazla anladım, demokrasiye olan ihtiyacı o gün çok daha fazla hissetim." dedi. Erdoğan özetle şöyle konuştu: "Biz gece yarısı sokak ortasında ensesine kurşun sıkılarak katledilen ve meçhullerin gecenin bir karanlığında kaybolup bir daha ortaya çıkarılmamasını çok iyi biliriz.

Ape Musa'nın acısını unutamayız: Köy meydanında toplanan insanlara eziyet edilmesini, meraların yasaklanmasını, köylerin boşaltılmasını, hapisteki oğluyla Kürtçe tek kelime konuşamayan annenin gözyaşını biz biliriz. Hakkari'de Hacı Sait Camii imamının şehit edilmesinin acısını biz biliriz. Çorumlu annenin şehit çocuğunun gözyaşını biz biliriz. Benim ciğerime akar. Sevgili kardeşlerim Ape Musa'nın (Musa Anter'in) acısını Orhan Miroğlu'nun yarasını bizler unutamayız. Şivan Perver'in hasretini biliriz, Ahmet Kaya'nın gurbette ölmesini, Ahmedi Hani'nin aşkını bizler aklımızdan çıkaramayız.Biz bu toprakların çocuklarıyız.

Selahattin Eyyûbi'nin ordusundaki neferlerin torunlarıyız: Birgün Edirneli, Karslı, Yozgatlı, Mersinli Diyarbakırlının evladıyız. 73 milyonun benim özbeöz kardeşimdir. Biz Selahattin Eyyûbi'nin ordusundaki neferlerin torunlarıyız. Alparslan'ın ordusunda Malazgirt'e hep birlikte girdik. Selahattin Eyyûbi'nin sancağı altında Kudüs'ü hep birlikte fethettik. Diyarbakır surlarında her birinizin alın teri, Dicle Köprüsü'nün altında bizim kardeşliğimiz var.

Zılgıt da bizim, horon da: Zılgıtta bizim horon da, halay da bizim, zeybekte. Bizim dualarımız ortak, bizim kıblemiz bir, hepimiz aynı geleceğe yürüyoruz. Hepimiz, her bir vatandaşın haysiyetiyle, onuruyla yaşadığı, her bir vatandaşın, devlet karşısında birinci sınıf vatandaş olduğu bir gelecek istiyoruz. Nasıl tarihimiz birse istikbalimiz de bir.  zaman

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER