© Teknik Elektrik 2017-2024

Prysmian Grup Türkiye CEO’su Sayın Hans Hoegstedt ile Söyleşi

Sayın Hans Hoegstedt 2011 yılından beri Prymian Group Türkiye CEO’su olarak görev yapmaktasınız. Türkiye’deki kablo sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kablo sektöründe çok fazla değişiklik ve gelişmeler var. O yüzden çok heyecanlı bir pazar. Kablo sektörü kar marjının düşük olduğu bir sektör. Sektörün zor olması pazardaki bütün oyuncuları daha iyi bir seviyeye gelebilmek için zorluyor. Daha yaratıcı olabilmek için, pazardaki sorunlara ve ihtiyaçlara cevap verebilmek için alternatifler yaratabilmek adına bizi zorluyor. Biz “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimini başlattığımızda, pazardan böyle bir reaksiyon bekliyorduk ama aldığımız reaksiyon daha da kuvvetli oldu. Sadece kabloların kullanımından ya da distribütörlerimizin satışlarından gelen geri bildirimlerden değil, diğer üreticilerden de geri bildirim aldık bu girişim hakkında ve onlar da bize bu girişimimizden dolayı teşekkür ettiler.


Firma olarak kablo sektörüne büyük hizmetler verdiğinizi düşünüyorum. Sadece üretim anlamında değil “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” sloganıyla yola çıkarak sektörü bilinçlendirme çalışmalarınızın çok önemli olduğunu düşünüyorum. 2012 yılından beri devam eden girişimin son ayağı Mudanya’da devam etti. Okuyucularımıza bu girişim hakkında son bilgileri verebilir misiniz?

Girişimimize 2011 yılının başında başladık. Hem dışarda müşterilerle görüşme yaparak hem de Ar-Ge laboratuarlarımızda testler yaparak adımlar attık. Aslında çelişen mesajlar vardı biz her ne kadar “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” desek de o dönemlerde her kablonun aynı olduğuna dair algılar vardı. Biz her zaman rakiplerimizin ürünlerini test edip kendi ürünlerimizle kıyaslıyoruz ama girişim kapsamında yaptığımız testlerde çok ciddi farklar tespit ettik. Bir çok kişi bazı ürünlerin çok pahalı olduğundan şikayet ediyordu. Ama sadece kabloların satılması değil döşenmesiyle ilgili çalışmalar yaptıktan sonra gördük ki aslında bizim kablolarımızı kullanarak rakiplere göre %15’e yakın avantajlar sağlayabiliyoruz. Biz de hem güvenli hem de kaliteli hem de verimli kablolar üretmeye başladık, piyasadaki kullanıcılar ucuz kablo satın alımı yaparken çok ucuz olmasına rağmen sonuçlara bakıldığında bazen çok daha pahalı olabiliyor. Biz onlara hem güvenli hem kaliteli hem de verimli ürünler sunduk. İlk başlarda aslında bizim için zordu. Türkiye’deki bir ilki gerçekleştiriyorduk. Bu aslında bir iletişim değil eğitim programı gibiydi. Burada da insanlar bu girişimle bizi reklam yapıyormuş gibi algıladılar. Bunun reklam yapmakla bir ilgisi olmadığını bir eğitim girişimi olduğunu vurguladık. İnsanların tepkileri girişim başladıktan sonra çok pozitifti çünkü çalışmalarımızı sadece sözle değil aynı zamanda görsel olarak demolarımız ve simulatörlerimizle anlattık. İnsanlar kendileri deneyerek farkları canlı olarak gördüler. Testleri kendileri deneyimlediler. “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimimiz sayesinde rakiplerin ürünlerinde de gelişmeler olduğunu görüyoruz. “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimimizi başlatmamızdaki hedeflerimizden biri olan kalite bilincini biraz yukarı çekmekti ve bunu başardığımızı görüyoruz. İnsanlar testleri gördüğü zaman kablolarda ne tür riskler olduğunu öğrenmeye başladı. Her geçen gün piyasada rekabet koşulları daha da üst seviyelere çıkıyor. Piyasada haklı bir rekabet ortamı gelişiyor. 


Prysmian Group Türkiye olarak hep büyük projelerde yer aldınız. Kısaca bu projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Büyük projeleri aldığımız gibi küçük projelerde de büyük başarılar elde ettik geçtiğimiz yıllarda. Hem “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimi sayesinde bayilerimiz, dağıtımcılarımız ve alt bayilerimiz açısından çok verimli yıllar geçirdik. Büyümemizdeki en büyük etkiyi küçük projelere borçluyuz. Son teknolojiyi kullanmak isteyen projelerin tercihi oluyoruz. Bunun en yakın zamandaki örneği ise  Apple Store projesi oldu.. Son teknolojik ürünleri kullanmak isteyen projelerde dünya lideri olarak yer alıyoruz. Türkiye’de de Avrasya tüneli projesi, Marmaray projesi, Sapphire projesi gibi büyük projelerde yer alıyoruz.

Geçtiğimiz 50 yıla bakarsanız Türkiye’deki en büyük yaratıcı ve teknolojik olarak gelişmiş olan projelerin hepsinde Prysmian Kablo imzası var. Bu büyük projelerde sadece enerji kablosu yoktelekomünikasyon kablosu, fiber optik kablolar, multimedya servis olarak adlandırdığımız kablolar, televizyon ve yayıncılık kabloları var. Bu projelere bütün ürün ihtiyaçları için servis veriyoruz. Örneğin üç boyutlu televizyon teknolojisinde bizim  kablolarımız tercih ediliyor.. 


Prysmian Group Türkiye olarak her türlü enerji ve haberleşme kablolarını aynı anda üreten 12 tesisten birisiniz. Ayrıca özel üretimleriniz de mevcut. Üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz? Prysmian Group içerisinde Prysmian Group Türkiye hangi sıralamada?

Gruptaki üçüncü büyük ve en geniş ürün yelpazesine sahip fabrikayız. 2013 yılında üretimlerimizin üçte birini ihraç ettik. 2014 yılında Irak ve çevresindeki gelişmelerden dolayı ihracatımızda düşüş yaşadık. Bu yıl dörtte birini ihraç ettik diyebiliriz.


Sayın Hans Hoegstedt, dünya artık yenilenebilir enerji alanında hızlı adımlarla ilerliyor hatta koşuyor diyebiliriz. Bir yerde enerji varsa kabloda vardır. Prysmian Group Türkiye yenilenebilir enerji projelerinde ne tür kablo çözümleri sunuyorsunuz? 

Yenilenebilir enerji konusunda her türlü kablo çözümlerini sunabiliyoruz. Hem rüzgar enerjisi, hem güneş enerjisi anlamında bütün yenilenebilir enerji ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kablo üretebiliyoruz. Bunlar onshore ve offshore olarak ayrılıyor yani denizde olanlar ve karada olanlar Türkiye genelde rüzgar ve güneş enerjisi konusunda offshore dediğimiz karada olan kısımda. 2012 yılında fabrikamızın girişinde güneş enerjisi panelleri kurduk. Bu anlamda Türkiye’deki ilk kablo firmasıyız. Bizim şu andaki solar kablo ve konnektörlerimiz Almanya’daki fabrikada üretiliyor.


Yenilenebilir enerji konusunda Almanya lider pozisyonda ve son 25 yıldır Almanya’da biz Prysmian olarak lider konumdayız ve çok ciddi tecrübelerimiz var.


Güneş panellerinin enteresan bir özelliği var. Paneldeki herhangi bir arıza genelde kablodan başlıyor. Kablodaki herhangi bir arıza oluşması sonucu oluşabilecek maliyet daha fazla ve böyle bir teknolojik yapıda kaliteli kablo kullanmak çok kritik. Hatta öyle bir kablo ki 24 saat boyunca dışarıda güneşin altında duruyor. Açıkta olduğu için birçok hayvanın ısırmasına ya da müdahalesine dayanabilecek kadar kaliteli bir kablo olması gerekiyor.


Prysmian Group Türkiye olarak 2014 yılı hedeflerinizi gerçekleştirebildiniz mi? 

2014 yılı henüz bitmedi, daha iki ayımız var. Tahminimizden daha zor olacak tabii ki özellikle ihracat pazarındaki politik gelişmelerden dolayı ama buna rağmen hedefimize ulaşacağımızı düşünüyoruz. 


Kablo pazarının kısa vadede çok kolay olacağını düşünmüyorum. Çünkü Türk kablo sektörü genellikle ihracata dayalı bir sektör olduğu için önümüzdeki dönemde 2015 yılında Irak’ta ya da o bölgede ne olacağını tahmin edemediğimiz için çok kolay olmayacak. Diğer taraftan Avrupa ekonomisi de Türk kablo sektörü için ihracat pazarı olduğundan ve Avrupa ekonomisinde de çok fazla pozitif gelişmeler olmadığından ne olacağını tam olarak kestiremiyoruz. Orta vadede ise Prysmian Kablo Türkiye’deki yapılanmasına çok güveniyor. Orta ve uzun vadede biz buradaki gücümüzü yerimizi daha da güçlendirip yolumuza o şekilde devam etmeyi planlıyoruz.


Sektöre yapmış olduğunuz yatırımlardan bahsedebilir misiniz? 50. yıl dolayısıyla piyasayı hareketlendirecek yeni bir ürün düşünüyor musunuz?

Bir buçuk yıl önce 1964’den beri fabrikada yapılan en büyük yatırım olan, yaklaşık 30 milyon TL tutarında bir yatırım yaptık. Bu yatırımla hem kapasitemizi, hem de kabiliyetimizi artırdık. İkinci büyük yatırım da son bir iki yıldır insanımıza yaptığımız yatırım. Çalışanlarımızın ve partner

lerimizin eğitimi konusunda yatırım yaptık. Yılda ortalama 20.000 saat eğitim veriyoruz. Dünya genelinde en Graduate Program dediğimiz, üniversite mezunları arasından seçtiğimiz en iyi mühendisleri işe alıyoruz. Bu projede dört Türk bulunuyor. Bu sene 35 çalışanımız yurt dışında eğitimlere katıldı. İnsanlarımızı yurtdışına ihraç ediyoruz. Çalışanlarımız yurt dışındaki Prysmian fabrikalarında görev almaya başladı. Üretim müdürlerimizden Sezgin İslamoğlu Finlandiya’da fabrika müdürü oldu. Şu an da en iyi fabrika müdürlerinden birisi. Cem Basar daha önce bizim çalışanımız Asya Bölgesi’nin Operasyon Direktörü oldu. Şu anda on iki tane çalışanımız dünya genelindeki fabrikalarda üst düzey yönetici olarak çalışıyor. Prysmian Grup içinde en fazla insan ihraç eden ikinci büyük ülke olduk. Son üç buçuk yılda yönetici pozisyonunda sadece üç kişi firmadan ayrıldı. Bu çok düşük bir rakam. Firmada çalışanların %80’i yaptığımız araştırmalarda firmadan memnun olduğunu söylüyor. Bu da firmanın önümüzdeki 50 yıllık dönemi için yaptığımız en büyük yatırımlardan birisi tabii ki.


2023 hedefleri için Türkiye’deki kablo piyasası hazır mı? Yapılması gereken neler var?

2023 hedeflerine ulaşılabilmesi için sadece kablo sektörünün değil bütün sektörlerin katılımcı olması gerekiyor. Kablo sektörü de burada tabii ki üzerine düşeni yapacaktır. Biz Prysmian Group olarak geçtiğimiz yıllarda başlattığımız “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişiminde sektördeki kalite bilincini yukarı çekmek adına birçok çalışma gerçekleştirdik. Güvenlik, verimlilik, kullanılabilirlik ve kalite açısından sektörü biraz daha yukarı çekmeye çalıştık. Diğer tüm üreticilerde bu yönde hareket eder ve kalite bilincini artırırsa zaten 2023 hedeflerine ulaşmak için üzerimize düşeni yapmış olacağımızı düşünüyorum. 


Geçtiğimiz yıllara baktığımızda Türkiye ucuz iş gücü olan ve ucuz üretim sağlanan bir ülke olarak gözüküyordu fakat ekonomik gelişmelerden sonra artık Türkiye’nin ucuz iş gücü değil de daha kaliteli üretim yapan, daha katma değerli ürünlere yönelen bir ülke olması gerekiyor. Bu hedeflere ulaşma açısından da herkesin katma değerli ürünlere önem verip onların üretimine yönelmesi daha faydalı olacaktır. Türkiye’deki bütçe açığını zaten biliyoruz, bu yüzden ihracat Türk ekonomisi için çok önemli. Bunun için de yarışabilmek adına katma değerli ürünlere, daha ileri teknoloji ürünlere yönelmek gerekiyor. 


Türk insanının öğrenme, teknolojiyi kullanma kabiliyeti ve çalışma hırsı çok yüksek. Bu hedefe ulaşabilmek için bu yatırımlar ve üst yönetimlerin geleceğe bakışlarının bu hedefler doğrultusunda olması gerekiyor. 


Dünya ile kıyasladığımızda Türk kablo sektörü, kalite, pazar ve satış stratejisi olarak şu an hak ettiği yerde mi? Sektör olarak neler yapabiliriz?

Türk kablo üreticilerinin yurt dışındaki ünlerine bir zarar gelmesi kötü bir şey tabii ki ama Türk kablo endüstrisinin maliyetten çok kalite, performans, güvenlik gibi unsurları öne çıkartması yani ilk satın alma maliyetinden ziyade toplam satın alma maliyetine odaklanması, kaliteyi, performansı ve güvenliği öne çıkartması gerekiyor. Geçtiğimiz yıllarda İngiltere’de yaşadığımız birkaç tane olay yüzünden Türk Kablo üreticilerinin ünü zedelenmişti bunun önüne geçmemiz gerekiyor. Biz “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...”  girişimine başladıktan sonra Türkiye’deki diğer üreticilerin bize negatif bir tutuma sahip olmalarını bekliyorduk fakat onlar da çok desteklediler bizi. Biz de onlarla bütün bilgilerimizi paylaştık. Onların da aynı şekilde kendilerini geliştirmeleri dolayısıyla sektörün gelişmesi için elimizden geleni yaptık. Hatta bizim “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişiminde yaptığımız bölgesel seminerlerde biz sadece kendi müşterilerimizi değil rakiplerimizin bayilerini ve onların müşterilerini de davet ettik ki ne yaptığımızı onlar da görsün. Tabii ki kendi A-Takımı dediğimiz yetkili satıcılarımızın çalışanlarına da eğitim verdik. Yetkili satıcılarımızı fabrikada kablo konusunda eğittik. Yaptığımız seminerlerde davet ettiğimiz insanlar arasında seçim yapmadık Türkiye genelinde kim istiyorsa katılabiliyordu. Burada da başka bir gösterge aslında yeni insanlardan yeni firmalardan yetkili satıcımız olmak için bize gelenlerin sayısı giderek arttı. Bu da açıkça bizim ne kadar başarılı olduğumuzu gösteriyor.


Büyük projelerde çok başarılıyız. Ama orta ve küçük boyuttaki projeler de artık Prysmian kablo kullanmanın avantajlarını anladılar. Onların da bize gelmesiyle ciddi anlamda büyüme sağladık. Ama hala yapacak çok iş var.


Üç buçuk yıl önce buraya gelirken çok heyecanlanmıştım. Başarı insanla başlıyor hangi ülkede olursanız olun bugün Avrupa’ya gittiğinizde birçok insan görüyorsunuz ve bunların hepsi de işlerin nasıl kötüye gideceğini konuşuyor. Türkiye’ye döndüğünüzde de insanların nasıl pozitif olduklarını görüyoruz. Geleceğe inanmak, yaptığımız işlere inanmak ve kendi kaderlerini değiştirebileceklerine inanmak bunların en büyük kanıtı. Biz fabrikaya 30 milyon TL yatırım yaptık. Bu yatırımla aslında bütün makinaların yerleri değişti normalde bu değişim altı ayda yapılacakken biz üç haftada yerlerini değiştirip optimizasyon sağladık. Gece 11.30’da Mudanya’daki fabrikanın etrafında gezerken makinaların yerleri değiştiriliyordu, sanki gündüz 11.30 gibi insanlar çalışıyordu. 


Türk insanındaki enerjiyi, başarılı olma ihtiyacını ve isteğini ben şu ana kadar başka bir yerde görmedim. Genel Müdür veya CEO olarak beni en çok etkileyen çalıştığınız insanlardaki bu enerji ve çalışma hevesidir.  


İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER