© Teknik Elektrik 2017-2024

Prizren (Kosova)

Kosova’nın ikinci önemli şehri olup (2003’teki nüfusu 107.614) Osmanlı döneminde (1455-1912) Sancak merkezi idi. Yugoslavya’nın parçalanmasından önce Prizren, Balkanlar’ın üç dilinin konuşulduğu tek şehirdi. Arnavutça, Türkçe ve Sırpça şehir halkı tarafından konuşulabilmekte, bunun yanında gazetelerde, dergilerde ve hatta cadde isimlerinde birlikte kullanılmaktaydı. Prizren pek çok camisi, medresesi, hamamı ve derviş tekkesiyle birlikte Balkanlar’daki İslâm kültürünün en önemli merkezlerinden biridir. Bugün dahi bütün bölge büyük bir oranda kültür eserlerini koruma kanunu çerçevesinde Osmanlı karakterini muhafaza etmektedir. Prizren, Balkanlar’da Saraybosna ve Üsküp’ten sonra en çok tarihî caminin bulunduğu şehir olup bunlar bütün bölgenin en görkemli eserleridir.

Prizren verimli Metohija ovasının güneyinde yer alır. Kısmen sert Şar dağlarının eğiminde, kısmen de Beyaz Drim’in bir kolu olan küçük Bistritsa nehrinin düzlüğünde, Ortaçağ’dan kalma büyük bir Sırp ve Osmanlı kalesinin harabelerinin aşağısında bulunmaktadır. Prizren, Üsküp’ün (Skopje) 55 km. kuzeybatısında, Arnavutluk’un kuzeyinde ve açık denizle irtibatını sağlayan İskenderiye’nin (Shkoder) 125 km. doğusuna düşer.

Prizren Adı
Eric Hamp adlı Amerikan dil bilimcisine göre şehrin adı “büyük kale, kasaba” anlamındaki Pri sözüyle Zeranda sözünün birleşmesiyle oluşmuştur. Zeranda kelimesi, Theranda yer adının bir varyantı olarak düşünülmüştür. Dil bilimciye göre bu kelime şeklinden çok sayıda form gelişmiştir: Priserendi, Pyrserendi, Priserend, Prizeren, Pirzerin, Prizren vb.

Şehrin Roma devirlerindeki ad varyasyonları “Prisrend, Prisrena” vb olarak belirtilmektedir. Osmanlı devrinde şehrin adı پرزرين şeklinde yazılmıştır. XX. yüzyıla ait bir eserde bu imla Prizrin şeklinde okunmuştur. Osmanlı klasik döneminde şehrin adının “Pürzerin / Pürzerrin” olduğu belirtilmiştir. Osmanlı kaynaklarında Prizren için birkaç adın geçtiği, bunların da “Pürzeyn, Pürzerrin, Perzerrin, Pürzen, Zerrin” gibi adlar olduğu da belirtilmiştir. M. Mujezinović’in Suzi Çelebi ve Nehari’nin mezar kitabelerinde yaptığı araştırmalarda şehrin “Zerrin” olarak da adlandırıldığı görülmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu
İlk Dönemler

Osmanlı ordusunun 1455 yılında Prizren’e girişlerinden hemen sonra yapılan, Prizren’deki ilk Osmanlı mimari eseri Namazgâh (1455)

Şadırvan’da bulunan şehrin en ünlü camilerinden Sinan Paşa Camii (1615)
Osmanlı İmparatorluğu’nun fethinden önce Sırp yönetiminde olan Prizren, Sultan I. Murad tarafından, I. Kosova Savaşı (1389) sonrasında ele geçirilmiş (1390), şehrin kesin fethi ise Fatih Sultan Mehmed zamanında gerçekleştirilmiştir.[5] Kesin olarak fethedileceği 1455 tarihinden önce, Gazi Evrenos Bey komutasındaki akıncıların seferleri sonucunda, birkaç defa el değiştirmiş bulunan Prizren’in Türk karakteri o zamandan biçimlenmeye başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişme ve ilerleme döneminin ünlü hükümdarı Fatih Sultan Mehmed kumandasındaki Osmanlı ordusu, 21 Haziran 1455 tarihinde Prizren’i fethetmiştir.

Fatih Sultan Mehmed’in Prizren’e geldiği ve bir cuma namazından sonra Prizren’in en büyük Ortodoks kilisesi olan Sv. Bogorodica’yı (bugünkü Cuma Camii) camiye dönüştürdüğü anlaşılmaktadır (M. Tahir Efendi, Menakıb, 165-167 beyitler). 1 Haziran 1455 yılında Nobırda kalesinin düşmesinden sonra, Fatih Sultan Mehmed Han üç ay kadar burada kalmıştır. Kosova’nın 

diğer şehirlerinin fethedilişinden sonra, Prizren’e gelip bu kiliseyi bir cuma namazından sonra camiye dönüştürmüştür.

Akıncı kuvvetlerinin şehri ele geçirmeleri sonrasında, şehre yerleşen Türklerin mevcudiyeti ve İslam’ı kabul etmeye başlayan yöre halkının etkisi, şehrin yeni kültürel yapısının biçimlenmesinde etkili olmuştur. Prizrenli ünlü şair Suzi Çelebi’nin yetişme tarihi bu döneme rastlar. Var olan belgeler söz konusu kültürel biçimlemede ve şehrin her yönden gelişip ilerlemesinde Suzi Çelebi’nin büyük katkılarının olduğunu göstermiştir. Bu ilk dönemde Prizren, ekonomi ve kültür bakımından gelişmeye başlamıştır.

1800’ler ve Sonrası
1881-1912 yıllarında Kosova Vilayeti’nde Prizren

Prizren’in Osmanlı devrinde, yaşayış bakımından yüksekliği, XIX. yüzyıl sonlarında yazılmış birçok Osmanlı salnamesinden, Osmanlı atlasından öğrenilebilir. XIX. yüzyıla ait atlaslardan birisine göre ilgili yüzyıl sonlarında, Prizren’le beraber olduğu ve Üsküp, Priştine, Seniçe, İpek, Taşlıca sancaklarından oluşan Kosova Vilayeti’nin nüfusça en büyük şehri 38.000 kişi ile Prizren’dir. Söz konusu dönemde Kosova Vilayeti’nin idari merkezi olan Üsküp’ün nüfusunun 25.000 olduğu hesaba katılırsa, rakamın önemi daha da ortaya çıkar. Aynı devirde, bugün Kosova’nın başkenti olan Priştine ise 11.000 kişilik nüfusa sahipti.[2] Bu devirde şehirde gümüş telden zarf ve sigaralık yapıldığı; aba, kilim ve yünden gömlek imal edildiği; deri işlemeciliğinin üst düzeyde olduğu da öğrenilmektedir. Ayrıca, bir başka kaynağa göre 19. yüzyılda Prizren, önemli ekonomi ve ticaret merkeziydi. Sözü edilen yüzyılın sonunda Prizren’de 1.500 kadar dükkân bulunurmuş. 1874’teki bir Türk salnamesine göre Prizren, 44.000 nüfuslu bir şehirdir.

1830’lu yıllarda Prizren ve civarında, devlet makamlarındaki çeşitli düzensizliklere karşı, memnuniyetsizlikleri belirten bazı halk olayları olmuştur. Bunların dışında, şehrin yer aldığı Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar bölgesinde, Rusya, Avusturya-Macaristan, İngiltere, İtalya gibi devletlerin de çeşitli çalışmalarıyla birçok isyan ve Osmanlı’ya karşı faaliyetler gerçekleşmiştir.[14]

Balkan Savaşları
Osmanlı Devleti egemenliğinin otorite sağlamakta iyice zorlandığı 19. yüzyılda Prizren’de, şehrin Türk sakinleri ve bazı Müslüman sakinleri dışında kalan kesiminde, çeşitli hareketlenmeler yaşanmıştır.

Prizren, Arnavut millî hareketlenmesi tarihinde, 19. yüzyıl sonlarında Osmanlı Devleti’nin zor yıllarında 10 Haziran 1878 tarihinde kurulan Prizren Birliği’nin merkezi olmuştur. Arnavut millî yapılanmasının oluşturulmaya çalışıldığı bu dönemlerde Prizren’deki bu toplanma ehemmiyet arz eder.

I. Balkan Savaşı vaktinde Prizren, Sırp ordusunun idaresine geçmiştir. Bu ele geçirme sırasında şehir sakinlerinden gelen savunma, kanlı bir şekilde bastırılmıştır. O devirde, Britanyalı gezgin Edith Durham’ın bu devirde şehri ziyaret etme talebinin, şehirdeki Karadağ Krallığı yetkililerinin yasaklamasına maruz kaldığı belirtilmiştir. Bu zaman diliminde şehir, yabancılara kapatılmaya çalışılmıştır. Roma Katolik Kilisesi mensubu Üsküp başpiskoposu, şehrin Sırbistan idaresine geçişinden sonra Prizren’de yaşanan sıkıntıları (evlere saldırılar, öldürmeler vb.) Papa’ya bildirmiştir: Kasaba ölüm krallığını andırıyor.[22] Bütün Balkanlar gibi, Prizren muhiti de Balkan Savaşları döneminde büyük sıkıntılar yaşamıştır. Bu dönemde şehrin Türk ve Türk olmayan Müslüman sakinlerinin büyük kısmı, şehirden göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu göç dalgaları o devirden günümüze dek çeşitli yoğunluklarla süregelmiştir.

Osmanlı Sonrası
I. ve II. Dünya Savaşı

Mihver Devletleri’nden biri olan İtalya ve Arnavutluk 1941 yılında şehri işgal etmişlerdir. II. Dünya Savaşı sırasında Prizren, İtalya kontrolundaki kukla devlet Arnavutluk’un egemenliğinde olmuştur.

II. Dünya Savaşı’nda Prizren ve etrafında, Sosyalizm, Komünizm hareketleri görülmüştür. Josip Broz Tito’nun Kasım 1942’de topladığı Yugoslavya Antifaşist Ulusal Kurtuluş Konseyi (AVNOJ) direniş harekâtının bütün Yugoslavya halklarını birleştirecek bir siyasi programa kavuşmasını sağlamaya çalışmıştır. Bu tarihlerle beraber Prizren’de Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin hükümranlığı başlar.

Kosova Cumhuriyeti
17 Şubat 2008 tarihinde Kosova’nın tek taraflı olarak ilan ettiği bağımsızlık ile beraber Prizren, Kosova Cumhuriyeti’nin ikinci büyük şehri olarak, bu yeni cumhuriyetteki yerini almıştır.

Bağımsızlıktan sonra, Kosova genelinde olduğu gibi, Prizren’de de büyük bir yeniden yapılanma süreci başlamıştır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER