© Teknik Elektrik 2017-2024

Özel Paşa sistemli bir saldırının hedefi

Azerbaycan'daki temaslarının ardından Ukrayna'nın başkenti Kiev'e geçen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar'daki patlamadan BDP'lilerin dokunulmazlığına, Akdeniz'de düşen uçaktan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in hedef alınmasına kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.

Azerbaycan'daki temaslarının ardından Ukrayna'nın başkenti Kiev'e geçen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar'daki patlamadan BDP'lilerin dokunulmazlığına, Akdeniz'de düşen uçaktan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in hedef alınmasına kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.

Orgeneral Özel'in sistemli bir saldırının hedefi haline getirildiğini belirten Erdoğan, "10 yıllık başbakanlığım dönemimde biz hiçbir atamada kalkıp da şunu atlayalım da bir başkasını getirelim demedik. Işık Paşa (Koşaner) eğer istifa etmemiş olsaydı bugün Necdet Paşa burada olmayacaktı. Işık Paşa ile diğer generaller istifa etti. Genelkurmay başkanlığı için elimizde kalan en kıdemli tek isim olarak Necdet Paşa'yı getirmemiz gerekti. Bu insan 45 senedir TSK çatısı altında görev yapan bir insan. 'Buraya uymayan, yakışmayan, başbakanın da iktidar partisinin de yalakasıdır' ifadesini kullanmak hangi dille izah edilebilir? Bu şu andaki Genelkurmay başkanımızı ve arkadaşlarını tahrip etmiyor mu? Bu ordu, bizim ordumuz. Bu tür hakaretlerle bu insanların doğal olarak morali bozuluyor" dedi.

10 YIL ÖNCE YAZILABİLİYOR MUYDU?

Başbakan konuşmasını şöyle sürdürdü: "10 yıl önce bir köşe yazarı kolaysa çıksa böyle bir yazı yazsaydı. Şimdi yazıyor. Biz 10 yıl önce bunu yazamıyorduk şimdi nasıl yazar hale gelebildik diye sorması lazım. Demokrasi sadece siyasetçi için değil ki. Medyanın ve herkesin daha da hassas olması lazım. Şimdiye kadar kalkıp askere zerre kadar eleştiri yapamayanlar, el pençe divan duranlar niye başladılar? Bu noktada elimizde çok şey var. Emir alanları iyi biliyoruz. Falan kişiden talimat alıp başlık atanları biliyoruz. Ama bu dosyaları açmak istemiyoruz. Eleştirilecek bir şey varsa tabii ki eleştirilebilir ama bunu ayağa düşecek şekilde yapmamak lazım. Çünkü bu insanları yıpratıyor."

DAHA KARANLIK TABLOLAR BİZDE SIR

Ordunun kaliteli komutanlarının tutuklu olduğu yönündeki eleştirilere de cevap veren Erdoğan, "Başından beri kaçması mümkün olmayanların, komuta kademesinin tutuksuz yargılanmasını savundum. Köşe yazarları neye göre kaliteyi ölçebiliyor? Ne zamandan beri kalite kontrol memuru oldular" diye konuştu. Referandumdan sonraki şartlara askerin intibak ettiğini dile getiren Erdoğan, "Bence sivillerin intibakı zor oldu. 75 milyonluk ülkeyi yönetiyoruz. Şu anda söyleyebileceklerim var, söyleyemeyeceklerim var. Ama Allah izin verirse biz bunları ileride kaleme alacağız. Bunlar niye yaşandı? Balyoz'da CD'leri filan biliyorsunuz. Acaba cumhuriyet yürüyüşleri niye yapıldı? Buralardan çıkan daha karanlık tablolar var. Ama söyleyemem. Bizim de bazı sırlarımız var. Bir kısmı yargıya intikal etti. Balyoz'un içinde var" dedi.

Erdoğan, Akdeniz'de düşen uçakla ilgili 29 parçanın çıkarılıp incelendiğini, raporun Silahlı Kuvvetler'e gönderildiğini ve rapor tamamlanınca kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.

Büyükelçinin öldürülmesini kınıyorum

Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ile eşbaşkanlık yaptığı Türkiye-Ukrayna Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi Toplantısı ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, ABD'nin Libya Büyükelçisi J. Christopher Stevens ile üç elçilik görevlisinin öldürülmesinin çok çok kaygı verici olduğunu, bunu şiddetle kınadığını söyledi. Konuyla ilgili taziye mesajını ABD Başkanı Barack Obama'ya gönderdiğini kaydeden Erdoğan, 'ABD Büyükelçisi ve üç görevlisinin öldürülmesi konusu çok çok kaygı verici. Ve bunu şiddetle kınıyorum. Diplomatları hedef alan bu tür saldırıları, en sert şekilde nefretle kınıyorum. Türkiye, ABD ile terörle mücadele konusundaki işbirliğini önümüzdeki dönemde de sürdürmeye kararlıdır. Terörle mücadelenin her zaman yanında olduk. Zira şu anda terörle mücadele içerisinde olan bir ülkeyiz. Bunun ne demek olduğunu çok iyi biliriz. İnanıyorum ki bu hadise, Libya'daki demokratik dönüşüme yönelik atılan adımları engellemeyecektir' dedi.

Arabulucular boşa yoruluyor

Erdoğan, Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleştirilmesine yönelik arabuluculuk gayretlerine ilişkin de 'İsrail ile ilgili bizi bugüne kadar arayarak bizimle bu konuda görüşmek isteyenlere verdiğimiz cevap bellidir. Birincisi özürdür, ikincisi tazminattır, üçüncüsü Filistin'de ambargonun kaldırılmasıdır. Bunlardan herhangi birisi olmadığı sürece normalleşmenin olması mümkün değildir. Eğer bu üçünü garantiye, sağlama alacak varsa arabulucuya biz 'evet' deriz. Yoksa arabulucuların yorulmasına gerek yok' dedi.

Afyon'daki patlama el bombası işi

25 askerimizin şehit olduğu Afyonkarahisar'daki patlamaya da değinen Erdoğan, patlamaya el bombalarının neden olduğunun üzerinde durulduğunu söyledi. Erdoğan, "Ya merak saikiyle ele alınan bir el bombasının patlaması ihtimali üzerinde duruyorlar ki daha çok Almanlardan ithal edilenin üzerinde duruluyor. El bombasının patlamasıyla süreklilik arz eden patlamalar meydana geliyor. Ama bakıyorsunuz ki bir yıpratma kampanyası sürüyor. Ana muhalefet lideri en üst düzey generallerle görüştüm, yüzde 99 sabotaj diyor. Çok ciddi sululuktur, gayri ciddiliktir" dedi.

Afyonkarahisar Valisi'nin (İrfan Balkanlıoğlu) davranışını da eleştiren Başbakan, "Vali iki büyük yanlış yaptı. Fotoğraf karelerini almış bir de internet sitesine koymuş. Genelkurmay başkanımızı çok üzdü. Alaturka bir davranış" dedi.

BDP'nin sine-i milleti PKK'dır

Terör örgütünün şehirleri işgal ettiği iddiaları için "İşgal filan diyorlar ya hepsi palavra" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Sen yol keseceksin ben arama tarama için belli noktalara kulübeler, istasyonlar kurmayacak mıyım? Vatandaşın can güvenliği tedbirini nasıl alacağım? Bu tedbiri alınca, hemen terör örgütü OHAL geliyor propagandası yapıyorlar. Viranşehir'deki o araç durdurulmasa, kimbilir nereyi bombalayacaktı? Terörle mücadele sadece güvenlik boyutuyla yürümez. Attığımız başka adımlar var. Uluslararası diplomasi, sosyo-ekonomik iyileştirmeler, yatırımlar, kültürel noktada attığımız adımlar var. Kürtçeyi seçmeli ders yaptık onu da yeterli bulmuyorlar. Neymiş zorunlu olmalıymış. Kusura bakmasın o kadar da değil. Bizim dönemimizde ne ret ne de inkar politikaları var. Ama acımasız hakaret ve eleştiri bombardımanı var. Bir de bölücü terör örgütünün dili olan medya var. Bir kısım medya diyorum. Dikkat edenler de var. Hayır biz aldığımız kültür itibariyle mütevazıyız. Ama yeri gelince kükremesini de biliriz. (BDP'li vekillerin Şemdinli'de teröristlerler buluşması) Son tabloyu gördünüz. Gidip teröristle kucaklaşacak kadar, milletin gözüne baka baka fotoğraf verecek kadar, bu tür densizlikleri yapacak kadar bu ülkeden kopmuşlar. Yargı görevini yapar. Parlamentoya gelince biz de gereği neyse yapacağız.

MECLİS YOL GEÇEN HANI DEĞİL

Arkadaşlar bu parlamento yol geçen hanı değil. Ya demokratik sisteme, haklara, özgürlüklere riayet edersin. O zaman siyasetle müzakereyi yaparım. Benim bakanlarım, Cemil Bey, Sadullah Bey, Beşir Bey bunlarla görüşmüştür. Ama bunlara uymazsan iki tercihten birini yapacaksın. Ya Kandil'e ya Meclis'e gideceksin. Sine-i millete döneriz diyorlar. Bunların sine-i milletleri var mı? Bunlar sine-i PKK'ya dönerler. Çünkü milletin sinesinde bunlara yer yok. Kürt kardeşlerimi tehdit etmesinler aldıkları oyun yarısını alamazlar. Bu oyu tehditle alıyorlar."

İkinci 11 yılın güncellenmiş manifestosu

30 Eylül'deki AK Parti Kongresi'nde takımın iskeletini bozmayacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Hiçbir siyasi partinin yapmadığı parti içi çalışmayı biz yaptık. Tüm MKYK üyelerinin eline milletvekillerinin, kurucu üyelerin ve 50 kişilik liste verdik. Dışarıdan da tavsiye edecekleriniz olabilir dedik. Bize isimler teklif edin dedik. Bu listeye 5, 10, 50 isim yazabilirsiniz, sizin takdirinizdir dedik. Biz ona göre 30 Eylül'de yapacağımız kongrede listemizi oluşturacağız dedik. Bazıları her şeyi birbirine karıştırıyor. Bazıları yeni milat diyor. Yeni milat durumu söz konusu değil. Birinci 11 yılı bitirdik. Buna, ikinci 11 yılın güncellenmiş manifestosu ya da yeni yol haritası diyebilirsiniz. Her alanda neler yapabileceğimizi ortaya koyacağız.

BUNUN ADINI KOYMAK LAZIM

Demokrasiye inanmış bir parti olarak dış politikadan, ekonomiye kadar her alanda yapacaklarımızı ortaya koyacağız. Oturmuş bir yönetim ekibimiz var. Çoğu işlevlerini yerine getiriyor. Tabii hücre tazelenmesi de çok çok yerinde olur" dedi. Başkanlık sisteminin tartışılmasını isteyince kıyamet koparıldığını ifade eden Erdoğan, "Ben daha önce Özal'ın, Demirel'in dile getirdiği tezleri tekrar gündeme getirdim. Ben ne dedim? Başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemi, partili cumhurbaşkanı ne getirir, ne götürür bunu tartışalım dedim. Bizde yarı başkanlık sistemine benzer bir durum var. Tabii bir de seçimde geliyor. Halkın oylarıyla gelecek bir cumhurbaşkanı olacak bunun adını koymak lazım" diye konuştu. yenişafak

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER