Osmanlı Devleti Tarihi Konferansı
EĞİTİMÖzbekistan Cihan Dilleri Üniversitesi Rektörlüğü 21 Nisan günü, Taşkent’teki kampüsünde “Osmanlı Devleti” konulu bir konferans düzenledi.
Konferans vermek üzere TİKA Taşkent Program Koordinatörü Prof. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK, davet edildi. Konferansı izleyenler arasında Üniversite Rektörü, rektör yardımcıları Dil Fakültesi dekanı, çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenciler vardı.
Cihan Dilleri Üniversitesi Rektörü Shuhrat Kayumov, açılış konuşmasında TİKA’nın üniversiteye yaptığı katkılarını şükranla andıklarını ifade etti. Bu konuda Taşkent Program Koordinatörü Prof. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK’ın pozitif ve yapıcı çabalarını dile getirerek tarihteki Türk-Özbek ilişkilerini yeni nesillerin öğrenmesinin faydalarının önemine değindi.
Prof. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK Osmanlı Devleti’in tarihsel rolünden bahsettikten sonra: “Batı Anadolu'nun kuzeyinde, Marmara Denizine yakın bir coğrafyada, bir Türkmen beyliği olarak doğan Osmanlı Devleti, sadece iki asırlık bir süreçte üç kıtaya yayılan ve kurucusunun adıyla anılan bu devlet, Türk-İslam dünyasında en uzun ömürlü imparatorluk olarak hafızalarda kalmıştır” dedi.
Osmanlı Devleti’nin diğer devletlerden ve Selçuklu devlet teşkilatından da etkilenmesi doğaldır, diyen KIZILTOPRAK, Osmanlı kroniklerinde yer alan, Osman Gazi’nin Şeyh Edebali’den doğan nurun kendisini içine alması ve bir çınar ağacının toprağa kök salarak insanları gölgesi altında toplaması şeklinde özetlenen kuruluş rüyasına değindi:
“Osmanlı Devleti bir rüya ile doğdu”, o rüya adalet ve düzeni yeryüzünde yaymak, Türklerin huzur ve barış içinde ebed-müddet bir devlet çatısı altında yaşamasını sağlamaktır”, dedikten sonra şunları söyledi:
Osmanlı Hanedanının Oğuz Han nesline dayanan ve kendilerine beylik kurma yetkisi tanınmış olan Kayı boyundan gelmişlerdir. Osman Gazi ve Orhan Gazi dönemindeki gelişmeler Beylikten bir cihan devletine geçisin temelleridir. Beylik sürecinin devlet statüsünü aldığı I. Murad ve Yıldırım Bayezid döneminde gerçekleştirilen askeri ve idari yapılanmalar kayda değer etkiler yaptı. Bu reformlar sayesinde merkezi siyasal ve askeri sistem güçlenmiştir. Böylece Osmanlıların hızlıca yayılma ve topraklarını genişletme imkânı doğdu.
Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul’u fethiyle beraber klasik Türk-İslam devlet modeli ortaya çıkmış ve bu durum tek hanedana dayalı güçlü bir merkezi idare tarzının yerleşmesini temin etmiştir. Böylece Fatih dönemiyle Osmanlı Devleti "imparatorluk" sürecine girmiş, II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devirlerinde bu gelişme pekişmiş ve yerleşmiştir.
Fatih Sultan Mehmed cihanşümul bir hakimiyet mefhumundan besleniyordu. Yeryüzünde tek bir hükümdar ideali ütopik idi ama kendisinden önceki Büyük İskender, Emir Timur ve sonraki Napolyon gibi liderlerin de buna benzer hayalleri vardı. Bu siyasi ideal Fatihin torunlarına da miras kaldı ve Kanuni Sultan Süleyman'ın şahsında ihtişamlı bir hal aldı. Osmanlı Padişahları Fatih Sultan Mehmed’den başlayarak üç sıfatı özenle kullanıyordu: han, sultan, kayser. Kadim Türk hakimiyet telakkisinden gelen han, İslami kaynaklara referans olan sultan ve Doğu Roma mirasına sahip olduklarını gösteren kayser unvanları, aynı zamanda Osmanlı padişahlarının coğrafi ve kültürel sınırlarının genişliğine işaret etmektedir.
KONFERANS BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
TİKA Taşkent Koordinatörü Prof. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK’ın, Beylik ’ten Cihan Devletine geçişin ana hatları üzerinde durduğu ve konuyla ilgili resim, harita ve tablolardan oluşan ilginç slaytları göstererek verdiği konferans katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü. Türklerin Gelibolu’yu ele geçirmesinden 561 yıl sonra Birinci Dünya Savaşı’nda İngiliz, Fransız deniz ve kara ordularının Afrika, Hindistan, Avustralya ve Yeni Zellanda gibi yerlerden gelen sömürge askerlerini de içeren muazzam kuvvetlerine rağmen Gelibolu’daki savaştan başarısızlıkla ayrılmalarının dikkate alınması gereken tarihi bir olay olduğunu vurgulayan Kızıltoprak, Türklerin Anadolu ve Trakya’da kalıcı olduklarını gösteren bu zaferi 2015 yılında “Çanakkale Zaferinin 100. Yılı” olarak geniş etkinliklerle kutladıklarını son olarak sözlerine ilave etti. Katılımcılar çok sayıda sorular sorarak hem görüşlerini hem memnuniyetlerini dile getirdiler. Üniversite Rektörü Shuhrat Kayımov, konferans sonrası söz alarak bu konferansın devamını talep ettiklerini belirtti.
İlginizi Çekebilir