© Teknik Elektrik 2017-2024

Milletimizin moralini bozma heveslerini başarılarımızla kıracağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizin moralini bozmak isteyenlerin heveslerini, her alandaki başarılarımızla kıracağız, çünkü biz Türkiye'yiz." dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen ve Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu MÜSİAD Vizyoner’19 Zirvesinde konuşan Erdoğan, Türkiye için çalışan, üreten, ihraç eden, yenilik ve ilerleme peşinde koşan herkesin başının üzerinde yerinin olduğunu söyledi.

Dünyanın 94 ülkesinde ve 224 noktada aktif faaliyet yürüten MÜSİAD'ın bu önemli gücünü ülke ekonomisinin emrine vererek çok önemli bir misyonu yerine getirdiğini anlatan Erdoğan, "Geniş örgütlenme ve faaliyet ağı ile kendi alanında dünyanın sayılı kuruluşları arasında yer alan MÜSİAD camiasını ekonomimize sağladığı katkılar için şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin kendi içinde çok geniş yatırım, yurt dışında da çok geniş ticaret potansiyeli bulunan bir ülke olduğunu anlatarak, "Sizlerin bu potansiyeli harekete geçirmek için yürüttüğü çalışmaları yakından takip ediyorum, yakından biliyorum." dedi.

MÜSİAD Global ve MÜSİAD Yerel çatası altında hayata geçirilen projelerin ülke ekonomisine değer kattığını dile getiren Erdoğan, MÜSİAD'ın bugün artık bir sermaye üssü ve veri merkezi haline dönüştüğünü söyledi.

 

Erdoğan, küresel ağlarla ülkenin imkanlarını bir araya getirerek sermaye ve kaynak çoğaltan çalışma modellerinin başarılı olacağına inandığını belirterek, "Nitelikli insan ihtiyacı her alanda olduğu gibi iş dünyasında da öne çıkıyor. Hem iş gücü hem iş insanı yetiştirmeyi amaçlayan girişimler özellikle gençlerimizi hayata hazırlama bakımından çok önemlidir. MÜSİAD, bu konularda ve daha pek çok alanda yaptığı çalışmalarla başı başına bir marka haline gelmiştir. Kuruluşundan bugüne bu güzide kuruma emek veren, değer katan, katkıda bulunan herkese bir kez daha şükranlarımı sunuyorum." değerlendirmesini yaptı.

 

Vizyoner'19 programının daha çok dijital ekonomi, dijital ticaret, geleceğin şehirleri, mili teknoloji hamlesi gibi başlıklar altında şekillendiğini gördüğünü ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye geçmişte dünyadaki yeni yönelimlerin pek çoğunu maalesef kaçırmış bir ülkedir. Dünya sanayileşme sürecindeyken biz vatanımızı ve varlığımızı koruma mücadelesi içindeydik. Teknolojinin gelişmesiyle kitlesel üretim ve ticaret ağları genişlerken biz yeni devletimizi ayakta tutmanın derdindeydik. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra küresel çapta bir dönüşüm yaşanırken, biz kendi içimize kapanmış, darbelerin, cuntaların pençesinde kıvranıyorduk. Rahmetli Menderes ve Özal dönemlerinde yaşanan kıpırdanmalar kayıplarımızı telafi etmeye yetmedi. Bundan 17 yıl önce ülkemizin yönetimini devraldığımızda böyle bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyaydık. Milli geliri 3 bin 500 doları ancak bulan, ihracatı 36 milyar dolar olan, eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye her alanda yetersiz bir altyapıyla ağır, yüksek ve aksak yol yürümeye çalışan bir ülkeydik. Demokrasimiz derseniz darbelerin, cuntaların ve en son 28 Şubat'ın ağırlığı altında adeta iki büklüm haldeydi. Karşımızdaki bu manzaranın ağırlığı bizi ürkütmedi. Tam tersine çalışma azmimizi biledi. Hemen kolları sıvadık, cumhuriyet tarihimizin en büyük demokrasi ve ekonomi hamlesini başlattık. Hem makro ekonomide hem alt yapıda hem temel hizmet alanında Türkiye'ye kelimenin tam anlamıyla çağ atlattık. Asırlık ihmalleri kısa sürede telafi etmekle kalmadık, ülkemizi çok daha ileriye taşıdık. Milli iradenin üstünlüğünü tahkim ederek demokrasimizi güçlendirdik. Hak ve özgürlük alanlarını genişlettik. Devletimizle milletimiz arasında geçmişte olmadığı kadar yakın ve güçlü bir bütünleşme sağladık. "

"Girdiğimiz her yolda tuzaklarla karşılaştık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadeleyi öyle dikensiz bir gül bahçesinde vermediklerini belirterek, attıkları her adımda önlerine engeller çıkarıldığını, girdikleri her yolda tuzaklarla karşılaştıklarını aktardı.

Başlattıkları her reformun engellenmeye çalışıldığını vurgulayan Erdoğan, "Vesayet güçlerinin kimi zaman tahammülü zor hale gelen direnişlerini birer birer aşarak ülkemizin önünde yepyeni ufuklar açtık. Yaklaşık 8 yıl önce, 2011 yılında, 2023 hedeflerimizi ilan ettiğimizde pek çokları dudak bükmüştü. Türkiye hızla bu hedefleri gerçekleştirme yoluna girince de ardı ardına saldırılar yaşamaya başladık. Gezi olaylarıyla ilk işareti ortaya çıkıp 17-25 Aralık darbe girişimiyle devam eden hendek hadiseleri ve ardından terör saldırılarıyla tırmanan, 15 Temmuz darbesiyle doğrudan milleti hedef alan, ülkemizi güney sınırlarından kuşatma girişimiyle süren bir süreç yaşadık." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, ekonominin de bu saldırı dalgasından nasibini aldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Ancak ne yaptılarsa Türkiye'yi hedeflerinden koparmayı başaramadılar. Bugün ekonomisini toparlamış, güney sınırlarındaki kuşatmayı kırmış, birlik ve beraberliğini koruyan bir ülke olarak yolumuza devam ediyoruz. işte Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde, güneyde sınır ve sınırın daha da güneyinde terör örgütlerini tümünün inlerine girdik ve girmeye devam ediyoruz. Geleceğimize güvenle bakıyoruz, umutlarımızı tazeliyoruz. Hep birlikte işimize gücümüze sarılıyoruz. İnşallah 2023 hedeflerine ulaşacak, çocuklarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilmeleri için güvenli ve müreffeh bir ülke mirası bırakacağız." 

"Herkesin milletimize yar olmasını beklerdik"

Türkiye'yi ısrarla başka bir fotoğrafın içine yerleştirmek isteyenlere cevabı burada olduğu gibi güçlü vizyonlarıyla vereceklerini belirten Erdoğan, morallerini bozmak isteyenlerin heveslerini her alandaki başarılarıyla kıracaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ülke olarak dünyada ve bölgede süren tarihi bir yeniden yapılanma sürecinin tam merkezinde yer aldıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin içinde olmadığı, rıza göstermediği, katkı vermediği hiçbir projenin, bu bölgede hayata geçirebilmesi mümkün değildir. İnancımıza, ahlakımıza, vicdanımıza uymayan, tarihimizle ve kültürümüzle çelişen hiçbir projenin içinde yer almadık, almayız. Aksi bir durumu medeniyetimize ve ecdadımıza ihanet olarak görürüz. Bu onurlu duruşun bir bedeli var. Son yıllarda başımıza gelen her hadise işte bu bedelin bir parçasıdır. Bizi bu zorlu süreçte düşmanlarımızın attıkları taşlardan ziyade içimizden atılan güller yaralamıştır. Aşık Reyhani ne güzel söylemiş, 'Dağ odur ki üzerinde kar ola, bülbül odur ki ötüşünde zar ola, dost odur ki dar gününde yar ola, geniş günde düşman bile yar olur.' Evet biz de ülkemizin dar günlerinde fikrine, zikrine, siyasetine bakmaksızın herkesin milletimize yar olmasını beklerdik. ama maalesef bu konuda sürekli hayal kırıklığı yaşıyoruz."

 

"Türkiye teröre karşı mücadele yürütürken birileri terörist sevicilik yapıyor"

Erdoğan, Türkiye bölücü terör örgütüne karşı mücadele yürütürken birilerinin terörist sevicilik yaptığını anlatarak, şunları kaydetti: 

"Türkiye FETÖ gibi eşine benzerine az rastlanır bir ihanet çetesine karşı mücadele ediyor, birileri sürekli bunların değirmenine su taşıyor. Türkiye, güney sınırlarında kurulan bir tuzağı, Suriye'de yürüttüğü operasyonlar ile paramparça ediyor, birileri yine karşımızdakilerin yanında saf tutuyor. Türkiye ekonomisine yönelik saldırıları bertaraf edip, yeniden yükselişe geçmenin heyecanını yaşıyor, birileri moral bozmanın peşinde koşuyor. Kendi ülkelerine gül değil, alenen taş atan bu kesimlerin yaptıkları işin adı siyaset değildir. Bunun adı en hafif tabiriyle fırsatçılık asıl olarak da kör düşmanlıktır. Dün birisi çıkmış, güya Türk tarımının nasıl bittiğini, battığını, mahvolduğunu anlatıyor. Tarımdan da alakasının ilgisinin olduğunu hiç mi hiç bilmiyorum. Ama ben yeri geldiğinde Polatlı'dayım, yeri geldiğinde Şereflikoçhisar'dayım, yeri geldiğinde traktöre de zaman zaman aynı şekilde biniyor ve traktörü de bana çiftçi kardeşlerim nasıl binilir, nasıl kullanılır, bunu da öğrettiler ve bu işi de yapıyoruz. 

Söylediği her şey yanlış, kullandığı her rakam yanlış. Mesela Tarım ve Orman Bakanlığı bütçemizin yarıdan fazlasını destekleme ödemelerine tahsis ettiğimiz halde, tam tersini iddia ediyor. Ülkemizde 2002 yılında tarımsal destekleme ödemeleri için 1,8 milyar lira kaynak kullanılmışken, bu rakamı önümüzdeki yılın bütçesinde 22 milyar lira olarak belirledik."

Küçükbaş hayvan sayısını 32 milyondan 50 milyona çıkardıklarını, bunu gelecek yıl 56 milyona, 2023'te 100 milyona yükseltmeyi hedeflediklerini anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu rakamlardan tutarsızlık çıkartmaya kalkıyor. Tarım ve mera arazilerimizin toplam büyüklüğünün 37,8 milyon hektar olduğunu, bunun 23,2 milyonluk bölümünde tarım yapıldığını, kalanının mera olduğunu söylüyoruz. Aynı şekilde rakamları katıp karıştırıp, kendince milletin kafasını bulandırmaya çalışıyor. Türkiye'deki sulanabilir tarım arazilerinin büyüklüğünün 8,5 milyon hektar olduğunu, bunun 6,6 milyon hektarının sulandığını, sulanan kısmın 4,3 milyon hektarının da kamu yatırımı olduğunu ifade ediyoruz. Yine rakam oyunları oynuyor. Halbuki biz polemik yaparak, konuları sulandırmanın değil, toprakları sulamanın peşindeyiz. 

Tarımsal ihracatı 3,8 milyar dolardan 17,7 milyar dolara çıkardıkları halde bunu bile tersine çevirmenin hesabını yapıyor. Türkiye, 44 milyar dolarlık tarımsal milli geliri ile Avrupa'da ilk sırada yer aldığı halde, bizi gerimizdeki ülkelerle kıyaslamaya kalkıyor. 'Şekerpancarı' diyor. Biz gelmişiz, glikoz kotasını yüzde 10'dan yüzde 2,5'a düşürerek çiftçimizi korumuşuz. Bunlardan haberi yok. Sen nasıl siyasetçisin? Bunları öğren, kılavuzunu da değiştir. 'Çeltik üretimi' diyor, 360 bin tontan 940 bin tona çıkarmışız, 'muz üretimi' diyor 90 bin tondan 540 bin tona yükselterek üretimin, tüketimi karşılama oranını yüzde 52'den yüzde 70'e ulaştırmışız."

"Milletimizin refahını artırmaya devam edeceğiz"

Türkiye'nin büyümesinden, gelişmesinden, güçlenmesinden, ileri gitmesinden bazılarının rahatsız olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: 

"Milletin gönlünü kazanacak hiçbir projeleri, planları, siyasetleri olmadığı için bizi başarısız göstererek öne çıkmanın hesabı içindeler. Halbuki biz, 22 milyar destekleme demişiz. Yapın hesabını kitabını, siz daha fazlasını ortaya koyun. Biz, 'Küçükbaş hayvan sayısını 50 milyondan 100 milyona çıkartacağız.' demişiz, siz bulun formülünü daha fazlasını taahhüt edin. Biz, sulanan arazileri 6,6 milyon hektara çıkarmışız, siz bunu 8,5 milyon hektara tamamlayacak projeler geliştirin. Aynı şekilde tüm tarım ürünlerinde üretimi ve geliri nasıl artıracaksınız, bunun yöntemleriyle milletin karşısına çıkın. Bunların hiçbiri ortada yok. Sadece rakam oyunlarıyla, sadece laf ebeliğiyle, sadece altı da üstü de boş eleştiriyle, sadece kafa karıştırmayla uğraşıyorlar. Çünkü bunların heybelerinde millete sunacak hiçbir şeyleri bulunmuyor. Zaten öyle bir dertleri de yok."

Mevlana'nın "Testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar." dediğini hatırlatan Erdoğan, "Bunların içi de belli, dışı da belli. Biz bu gafillere rağmen, hedeflerimize dört elle sarılmaya, ülkemizi büyütmeye, güçlendirmeye, milletimizin refahını artırmaya devam edeceğiz." dedi.

Türkiye'de içi boş muhalefetin malzemelerinden birinin de bor meselesi olduğunu aktaran Erdoğan, Türkiye'de yıllarca bor madeni üzerinden spekülasyonların yapıldığını, efsanelerin üretildiğini, komplo teorileri geliştirdiğini ama hiç kimsenin "Bor nedir?", "Nasıl çıkarılır?", "Nasıl satılır?", "Nasıl değerlenir?" kısmına kafa yormadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'ye yönelik saldırıların arttığı bir dönemde Erke Dönergeci adı ile bir balonun uçurulduğunu belirterek, "Dönemin anlı şanlı paşaları, hukukçuları yan yana dizilip, bedava elektrik üreteceği iddia edilen bir aletin icat edildiği müjdesini verdiler. Ortada ne bir icat ne bir emek ne bir cihat ne de bedava elektrik olmadığı için bu balon kısa sürede söndü, hatta patladı. Bor meselesi de işte böyle sürekli gündeme getiriliyordu." dedi.

 

AA

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER