Kovid-19'u yenen Doğan: Parmak uçlarınıza varıncaya kadar tüm eklemleriniz ağrıyor

Kırklareli'nde yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanıp hastanede tedavi gördükten sonra sağlıklarına kavuşan Gülümser (47) ve Şaban Doğan (55) çifti, yaşadıkları zorlu süreci anlattı.

Kırklareli Sağlık Müdürlüğünde memur olarak görev yapan Gülümser Doğan, AA muhabirine sürecin çok ağır geçtiğini söyledi.

Mart ayının 27'sinde yüksek ateş şikayeti ile gittiği hastanede Kovid-19 testinin pozitif çıktığını ve bunun üzerine tedavi sürecinin başladığını belirten Doğan, bu süreçte eklem ağrısı, ağız kuruluğu, göz ağrısı ve yüksek ateş ile mücadele ettiğini aktardı.

İki gün gözlerini ağrıdan açamadığını anlatan Doğan, "İki gün şiddetli göz ağrım oldu, gözlerimi açamadım. Bununla birlikte ense, sırt ve kas ağrıları çok kötü, sanki bir trafik kazası geçirmiş gibisiniz. Ben iki kere doğum yaptım, böyle bir ağrı yaşamadım. Bu kesinlikle bir grip ağrısı değil. Parmak uçlarınıza varıncaya kadar tüm eklemleriniz ağrıyor." diye konuştu.

"Psikolojim çöktü"

Hastalığa yakalandığında 6 gün hastanede tedavi gördüğünü ifade eden Doğan, psikolojisinin ciddi anlamda çöktüğünü vurguladı.

Doğan, hastalık boyunca "bu beni çok süründürecek" diye sürekli düşündüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:

"6 günlük tedavinin sonunda 14 gün evde karantinada kaldım. Eşim ve kızım ile bu süreçte banyomuzu dahi ayırdık. Ancak bu süreçte hastalık eşime bulaşmış. 22'nci gün sırtımda yeniden bir ağrı başladı. Müthiş derecede bir ağrı ve yanma. Nefes almada sorun yaşamaya başladım. Tekrar kontrole gittiğimde, doktorlar da bu kadar tedavinin ardından neden geçmediğine şaşırdılar. Yeniden bir tomografi çekildi ve hastalığın ciğere indiği tespit edildi.

Tekrar hastanede yatmak zorunda kaldım. Aynı şeyleri yeniden yaşadım. Sırt ağrısı bu sefer çok daha kötü oldu. Artık ölüm aklıma geldi. Dedim ki 'artık bundan kurtuluş yok herhalde' o kadar feci bir süreç yaşıyorsunuz. Ardından yeniden eve geldim ve 14 gün karantinada kaldım. Bu süreçten sonra iyileştim. Bir şekilde atlattık ama yaşamayan bilmiyor. Umarım kimse bu hastalığı yaşamaz. Düşmanına bile beddua edilmeyecek bir hastalık."

AA