KAAN uçtu Bundan sonra ne olacak?
TEKNOLOJİTürkiye’nin milli muharip uçağı KAAN gökyüzüyle buluştu. Bu uçuş aslında çok uzun ve zorlu bir yolun belki de ilk basamağı. Herkesin aklında ise aynı soru var; bundan sonra ne olacak? Uzmanlara göre asıl iş şimdi başlıyor. Ankara süreci doğru yönetebilirse askeri, ekonomik ve politik açıdan çok ama çok kritik bir enstrümana kavuşmuş olacak…
İçinde bulunduğumuz dönem ve sonrası tarih kitaplarında yer alacaksa 21 Şubat 2024 tarihi hiç şüphesiz en önemli başlıklardan biri olacak. Türkiye’nin yarım asrı geçkin bir süre sonra kendi imkanlarıyla ürettiği ilk muharip savaş uçağı KAAN bu tarihte gökyüzüyle buluştu.
Şüphesiz bu uçuş ilk olması açısından son derece değerli… Ancak asıl meydan okuma belli ki bundan sonra başlıyor. KAAN sadece savunma sanayii üzerinden ele alınabilecek bir proje değil. Askeri, ekonomik, politik ve hatta sosyolojik sonuçları olabilecek bir iş.
Bugünlerde en çok merak edilen sorulardan biri olan ‘KAAN uçtu. Peki şimdi ne olacak?’ sorusunu ve yukarıda bahsettiğimiz muhtemel sonuçları Savunma Sanayii Araştırmacısı Kubilay Yıldırım ile konuştuk.
KAAN’ın yeni yol haritası nasıl olacak?
Uçuştan sonra en çok merak edilen konulardan biri de ‘şimdi ne olacak?’ sorusunun yanıtıydı. Toplanan verilerin önemine değiniyor Kubilay Yıldırım. Belki bazı tasarım değişiklikleri de yapılarak hızla ‘Kritik Tasarım Değerlendirme Süreci’ne geçileceğini sonra onun da tamamlanıp, birden çok prototiple test uçuşlarının hızla devam edeceğini söylüyor.
KAAN ne zaman envantere girecek?
Bu sorunun cevabı farklı dinamiklere göre aslında değişiyor. Çünkü bizim envanterde ilk göreceğimiz KAAN ile uçağın belli bir süre sonra evrileceği KAAN arasında ciddi farklar olacak. Kubilay Yıldırım “KAAN projesindeki muradımız dünyadaki emsallerinden geri kalmayan bir 5. nesil savaş uçağına kavuşmak” dedikten sonra devam ediyor...
“5. nesil hava savaşının kritik birkaç konusu var… Düşük görünürlük, tüm sistemlerin bir ağ mantığında çalışması, uçağın kendi üzerindeki sensörlerden ve dışarıdan gelen verileri yoğurup, yorumlayıp buna göre karar mekanizmaları önermesi.
Aslında bir tür ‘bilgi otomasyonu’ denebilir. Bunun başarılabilmesi için AESA tipi radarlar gibi son derece gelişmiş sensörler üretmek ve uçağa entegre etmek gerekiyor. Yine aynı zamanda uçaklar hem birbiriyle hem farklı platformlarla ‘konuşmak’ durumunda. Sadece konuşmak da yetmez. Yüksek hacimli veri paylaşmasını sağlayacak milli ve kriptolu veribağları geliştirilmesi gerekiyor. Bunlar çok uzun soluklu, çok zor ve dünyadaki teknolojinin en uç noktalarındaki işler.
Bu sistemlerin ise bir platforma entegre edilebilmesi için en başta o sensörlerin, silahların hakkını verecek bir uçak gerekiyor. KAAN işte tam olarak o uçak. Evet, KAAN 5. nesil uçaklardan beklenen bazı özelliklere henüz ulaşmış değil. Ancak bu haliyle dahi Türk Hava Kuvvetleri’nde mevcut F-16’lardan çok daha yüksek bir kabiliyet sunacak.”
İlginizi Çekebilir