© Teknik Elektrik 2017-2024

"Gizi saklı bir pazarlık yok"

PKK'lıların çekilmesi konusunda da hükümetten idari tedbirler almasını isteyen Demirtaş, "Şehirlerde valilerin, ilçelerde kaymakamların bütün bu süreci güvenlik güçlerinin hareketini, olası operasyonları mutlaka kontrol altında tutması gerekiyor.

PKK'lıların çekilmesi konusunda da hükümetten idari tedbirler almasını isteyen Demirtaş, "Şehirlerde valilerin, ilçelerde kaymakamların bütün bu süreci güvenlik güçlerinin hareketini, olası operasyonları mutlaka kontrol altında tutması gerekiyor. Eminim ki bu tür idari tedbirler alınırsa bir sıkıntı yaşanmaz" dedi.


Diyarbakır'da bulunan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Demirtaş, PKK'lıların 8 Mayıs'tan itibaren Türkiye'den çekilmesiyle ilgili şöyle konuştu:

"Umut ediyorum geri çekilme ile ilgili sıkıntı yaşanmaz. Biliyorsunuz yasal tedbirler alınması hususunda yoğun tartışmalar oldu. Keşke bu konu ile ilgili sadece bu meseleye özgü yasa çıkarabilmiş olsaydı parlamento da. Bu haliyle de artık herkesin son derece dikkatli, provokasyonlara kapalı, tedbirli bir şekilde geri çekilme sürecini tamamlaması lazım. Hem PKK'lılar açısından, hem ordu, polis açısından bütün özenin, dikkatin, azami düzeyde gösterilmesi lazımdır. Ama hükümetin de idari tedbirleri çok yoğun bir şekilde an be an izlemesi ve alması gerekir. Yani, şehirlerde valilerin, ilçelerde kaymakamların bütün bu süreci, güvenlik güçlerinin hareketini, olası operasyonları mutlaka kontrol altında tutması gerekiyor. Eminim ki bu tür idari tedbirler alınırsa bir sıkıntı yaşanmaz."

'Geri çekilme konusunda yapılan bir pazarlık yok'

Demirtaş, PKK'lıların geri çekilmesi karşılığında bir pazarlık yapıldığı iddialarıyla ilgili de şunları söyledi:

"Aslında şöyle algılanmaması lazım. Geri çekilme karşılığında anayasal ve yasal reform şeklinde bir pazarlık söz konusu değil. Bunun net olarak anlaşılması lazımdır. Fakat, geri çekilmenin yarattığı olumlu bir atmosferi Hükümetin ve muhalefetin doğru değerlendirmesi ve bu süreçte yasal reformları daha güçlü bir şekilde hayata geçirmesi gerekir. Bunlar, seçim barajı, özel yetkili mahkemeler, ifade özgürlüğü, tutuklu siyasetçiler, gösteri hakkı, demokratik siyaset hakkı için siyasi partiler kanununda değişiklik, gibi bir çok yasal reform ile bu süreçte mutlaka yapılmalıdır. Zaten bunlar gerçekleştiremezsek yeni bir anayasa ile siyaseti güçlendiremez isek çok mümkün olmaz."

'Artık muhatap, siyaset kurumları, parlamento ve BDP'dir'

Demirtaş, geri çekilmenin tamamlanması ile birinci aşamanın biteceğini de belirterek, "Bu sürecin muhatabı demokratik siyaset kurumları, Parlamento ve tabi ki BDP'dir. Umut ediyorum ki ana muhalefet partisi de bu sürece katkı sunar. Demokratikleşme konusunda hükümetin en azından doğru adım atmaya yönlendirilmesi konusunda katkı sunar. Tabi katkı sunmazlarsa biz yinede görevimizi yapacağız ve hükümet ile bu konuda reform süreçlerini birlikte yapabilmek için görüşmelerde yapabiliriz biz buna kapalı değiliz" diye konuştu.

'hükümetle gizi saklı bir pazarlık ve uzlaşma söz konusu değildir'

Demirtaş, İmralı Adası'na gidip- gelme konusunda hali hazırda bir takvim söz konusu olmadığını, ancak mutlaka yeni görüşmelerin de olabileceğini söyledi. Demirtaş, çözüm süreci konusunda kamuoyunun biraz daha açık ve şeffaf bir şekilde bilgilendirilebilmesi gerektiğini de ifade ederek, "Bunu hükümet yapabilmelidir. Fakat, şu da bilinmelidir ortada gizli saklı bir mutabakat, gizli saklı bir pazarlık, bilinmeyen, üstünde anlaşılmış da kamuoyuna açıklanmayan bir protokol, bir uzlaşma metni veya herhangi bir anlaşma metni söz konusu değil" dedi.

Ana muhalefet partisinin bu yöndeki iddialarını da eleştiren Demirtaş, şöyle devam etti:

"Böyle varmış gibi davranarak bir karanlık nokta, bir gri nokta yaratmaya çalışıyorlar. Bu da doğru değil. Biz ana muhalefeti bilgilendirmek konusunda mütemadiyen tekliflerde de bulunduk. Görünün o ki o kesim içerisinde bilgilenmeyi de istemeyen bir grup var. Bilgiye de çok önem vermiyor, sürecide anlamak istemiyor, anlasa bile destek vermek istemiyor. Yani tümüyle barış karşıtlığı üzerinde oluşturulmuş bir politika var, ulusalcı milliyetçi kesimler özellikle. AKP içerisinde de bu kesimler var. Yani her üç partide de bu kesimler söz konusudur. Ve bunların tek derdi Türkiye'de Kürt her hangi bir hak elde etmesin, Kürtlerin tek bir hak kırıntısını elde etmemesi için gerekirse savaş 100 yıl sürsün böyle bir anlayış ile bizim uzlaşmamız bir araya gelmemizde mümkün değil."

Demirtaş, ortada bir pazarlığın söz konusu olmadığını ve bunu açıkça söylediğini kaydederek, "Ben açıkça söylüyorum bu bir mücadeledir. Defalarca bunu ifade ettim. Bakın biz AKP ile oturup, anayasa, yasalar konusunda gizli kapaklı anlaşmış, uzlaşmış değiliz. Biz AKP'ye karşı demokratik bir mücadele yürütüyoruz muhalefet olarak. Türkiye'nin demokratikleşmesi için elimizden gelen bütün gayreti meydanlarda, alanlarda, parlamento da göstereceğiz, ortada bir uzlaşma falan yok. Bunların anlayamadığı bu zaten" dedi.

Demirtaş, BDP olarak Başbakan ile görüşmelerinin gündemlerinde olmadığını da yineleyerek, "Sayın Başbakan görüşmek isterse bizim kapımız açıktır. Biz böyle bir ihtiyaç içerisinde değiliz şu anda. Ama görüşmeye de kapalı değiliz" dedi.