Gazzede zafer bilmecesi

Yeni bir başlangıç için bombardımanın izleri ortadan kaldırılmaya çalışılıyor, evler ve dükkanlar temizleniyor. Günlerce evde hapis kalan kadınlar balkonlardan zılgıtlarla coşkuya eşlik ediyor, motosikletlere, arabalara atlayanlar Filistin, Hamas, İslami Cihad bayrakları dalgalandırarak şehir turu atıyor.

Televizyonlar, radyolar, camiler ve telsizlerden zafer anonsları yapılıyor, İsrail’in dize getirildiği haykırılıyor. Ancak sokaktakilerin sormaya cesaret edemediği sorunun cevabını kimse tam olarak veremiyor ya da vermek istemiyor: Neyin zaferi kutlanıyor? Filistinli grupların iddia ettiği gibi İsrail mağlup olduğu için mi ateşkes ilan etti, yoksa İsrail ve Hamas’ın patronu ABD ve Mısır savaşın yayılmasını istemediği için mi savaşın yayılması engellendi?

Şoförümüz Şadi Sadi, zafer sözcüğünün Filistinli gruplar için ekmek ve su kadar hayati olduğunu belirtiyor.

Bir bakanlıkta çalıştığını söyleyen Muhammed Ebu Zehra ise İsrail’in artık daha büyük operasyonlara cesaret edemediğini, bunun da zaferlerinin en büyük delili olduğunu belirtiyor.

Daha bir gün önce ıssız olan sokakların neredeyse her köşesinde El Fetih, Hamas ve İslami Cihad’ın askeri kolu İzzettin el Kassam, Aksa Şehitleri Tugayı, Kudüs Ordusu’nun maskeli üyeleri, zafer turu atıyor, basına beyanatlar veriyor.

Yakılan yıkılan binaların arasında kıvrılan daracık sokaklar ise acıklı nice hikayeleri bağrında barındırmaya devam ediyor. Coşkulu konvoylar sokakları dolaşırken, pek çok evden ise feryatlar yükselmeye devam ediyor.

El Fetih üyesi olduğunu ifade eden hastane çalışanı Hasan Abbas’a göre gerçek kutlamalar, şehit ve yaralı ailelerini ziyaretlerle yapılmalı.

Gazze’de görüştüğümüz, ziyaret ettiğimiz insanlarla biraz dertleştikçe şunu fark ediyoruz, kimse artık bir savaş istemiyor. Onların gündeminin Filistinli gruplardan çok farklı olduğunu görüyoruz. Günlerce bombalar altında kalmak, şehit vermek, evlerini kaybetmek, işlerine gidememek onlar için tercih edilen bir durum değil.

2008 yılındaki savaşta oğlunu kaybeden Hag Salih ise aslında tüm olup bitenleri bize beliğ bir surette ifade ediyor: “Biz topraklarımızı işgal eden İsrail’i bu şekilde yenemeyiz. Tam tersine dünyanın onların yanında yer almasına sebebiyet veriyoruz. Birlik ve beraberliğimizi temin etmeden, başkalarının bizi kullanmalarına engel olmadan düşmanımızı dize getiremeyiz.”

Gazze’de olup bitenler aslında tam bir insanlık trajedisi ve vahşet. 8 gün boyunca İsrail’in gerçekleştirdiği 1.500’den fazla saldırıda 37’si çocuk 162 Filistinli hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı. Altyapının ayakta kalanları imha edildi, Filistinlilerin hâlâ canlı olan birkaç damarı da kesilmeye çalışıldı.

İsrail bu şekilde mi Filistinli silahlı grupları imha etmeye çalışıyor? Hayır tam tersi, bu grupları güçlendirmeye çalışıyor. Çünkü kendilerine füze atan gruplar oldukça, kendisi de insanlık sınırlarını zorlayan saldırılarına yasallık oluşturacak. Filistin’in başını kaldırmasına engel olacak. zaman