Fatih Altaylı: Aziz Yıldırım TFF Başkanı olsun
SPORGalatasaraylı eski yönetici Fatih Altaylı, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım hakkında çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın şike davasından aklanması halinde Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olması gerektiğini savunan Altaylı, "Aziz Yıldırım, eğer şike davasından aklanırsa Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olmalı. Tespitleri ve teşhisleri çok doğru. Bu tespit ve teşhislerle belki doğru tedaviyi de bulabilir. Bence Türkiye Futbol Federasyonu’nun başına ya Aziz Yıldırım geçmeli ya da Faruk Süren" yorumunda bulundu.
İşte Fatih Altaylı'nın o açıklamaları...
"F.Bahçe diyor ki: ‘Dekoder satışına göre kulüplere para verilsin.’ Ortaya koyulan rakam da şu; yüzde 40’ar F.Bahçe ve G.Saray, yüzde 11 Beşiktaş, yüzde 1 Trabzon ve diğerleri. ‘Havuz bozulsun’ demiyor. ‘Ama bize buna göre para ödensin’ diyor. Siz ne dersiniz?
Aziz Yıldırım’ın son dönemde bu konuyla ilgili söylediği her şey doğru ve haklı. Aziz Bey, eski yönetici ve artık konuları çok doğru değerlendiriyor. Aziz Yıldırım’ın verdiği oranlar benim bir kaç hafta önce burada size söylediğim oranlarla neredeyse birebir aynı. Bu Türkiye’de futbolun gerçeği. Federasyonun aldığı pay için söyledikleri de yüzde bir milyon doğru. Federasyon kulüplerden besleniyor. Oyuncuları, teknik direktörleri kulüplerden alıyor. Desteği ne? Hiiiç! Stat mı yapmış, alt yapı yatırımları mı yapmış, alt yapı yatırımlarına destek mi vermiş? Hiç biri yok. Kulüplere destek olacağına gelirlerine ortak olan bir federasyon var.
Sadece havuz konusu da değil, Aziz Yıldırım’ın amatör branşlarla ilgili söyledikleri de çok ama çok doğru. Düşünün her yıl amatör branşlara bu büyük kulüpler, 30-40 milyon dolar harcıyor. Gelir ise sıfır. Bu paraları üst üste koyun 10 yılda bu kulüplerin bugünkü borç rakamlarına ulaşırsınız.
"YA AZİZ YILDIRIM GEÇMELİ YA DA FARUK SÜREN"
Bakın size çok iddialı bir cümle edeceğim. Aziz Yıldırım, eğer şike davasından aklanırsa Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olmalı. Tespitleri ve teşhisleri çok doğru. Bu tespit ve teşhislerle belki doğru tedaviyi de bulabilir. Bence TFF’nin başına ya Aziz Yıldırım geçmeli ya da Faruk Süren.
Aziz Yıldırım, belediye ve şirketlerin amatör branşlardan çekilmesini istiyor. Kulüplerin bunlarla yarışmasının mümkün olmadığını belirtiyor. G.Saraylı eski bir yönetici olarak bu olaya siz nasıl bakıyorsunuz?
Çekilmesinler. Büyük kulüplerin o branşlarını sırtlasınlar. Mesela Efes’in sahibi sıkı bir Beşiktaşlı. ‘Efes Beşiktaş’ olsun mesela. Şirketler amatör branşların yükünü kulüplerin sırtından alsınlar. Bu branşlar şirketlere kiralansın.
‘YARSUVAT VAZİFESİ OLMAYAN KONULARA YORUM YAPIYOR’
Başkan Yarsuvat yine gündemdeydi. Yine 3 Temmuz hakkında konuşmalar yaptı. Ama bu kez G.Saray taraftarı sert tepki gösteriyor. Ultraslan, görevi bırakmasını istedi. Başkanın, İnan Kıraç ve Ali Koç tarafından Aziz Yıldırım’ı aklamaya gönderildiğini iddia ediyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz?
Zırvalık. Birkaç hafta önce size söyledim burada; “G.Saray’da başkanlık koltuğuna oturanın izan duygusu ya da şuuru kayboluyor galiba” diye. Duygun Ağabey de bu hastalıktan muzdarip. O koltuğa oturunca bir de bakıyorlar ki, her söyledikleri manşetlerde. Hastalık başlıyor. Sürekli abuk sabuk konuşma hastalığı. Duygun Yarsuvat, üzerine vazife olmayan konularda konuşup duruyor.
Ultraslan’ınki anlamsız bir komplo teorisi. İnan Kıraç böyle bir şey yapacak olsaydı Ünal Aysal’la yapardı. Duygun Yarsuvat avukat şapkasıyla Galatasaray Başkanı şapkasını karıştırmış. Unatmayın ki, Duygun Yarsuvat halen Türkiye’nin önemli avukatlarından biri ve Balyoz Davası sanıklarından bazılarını savunuyor. Bunları inanarak, bilerek söylüyordur ama Galatasaray Başkanı’nın söylemesi gereken şeyler değil bunlar.
Hamdi Yasaman B grubu hisselerini satmayı planladıklarını söyledi. Hatta bu hisseleri Galatasaray camiasının ve taraftarlarının satın almasını istedi. Bunu siz nasıl yorumluyorsunuz?
Bu bir süredir yönetimin aklındaydı. Sürenin dolmasını bekliyorlardı. Öncelikle kulüp üyelerine bu hisseleri almalarını önerecekler. Ki doğrusu da budur. Bir anlamda üyeler gayrı resmi bir “Rüçhan hakkı”na sahip olacaklar. Üyeler almazsa o zaman borsada satacaklar. Hisse değeri yerlerde sürünürken bu hisseleri satmak akıl karı değil. Keşke üyeler ellerini ceplerine atsa da bu hisseleri alsa.
‘AYSAL’IN LAFININ 5 PARALIK DEĞERİ YOKTUR’
Ünal Aysal bir kaç gün önce Duygun Başkan için çok sert bir açıklama yaptı. Başkanın açıklamalarına kızan Aysal, “Suskunluğum asaletimdendir. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye” dedi. Aysal’ın bu kadar ağır konuşmasının nedeni ise Yarsuvat’ın “Paralar çarçur edilmiş, mali kaynaklar kötü kullanılmış, başkan istifa etmiş kaçmış” sözleriydi. Yorumunuz nedir?
Söylediği cümle Ünal Aysal için daha geçerli: “Lafa bakarım laf mı, lafı edene bakarım adam mı?” Lafı eden Ünal Aysal ise beş paralık değeri yoktur o lafın. Ünal Aysal’ın paraları çarçur ettiğini beş yaşındaki çocuk biliyor. Yarsuvat’ın söylediği yüzde bir milyon doğrudur. Ünal Aysal G.Saray’ı mali açıdan çökertip kaçmıştır ki, ben bunu hep söylüyorum.
‘G.SARAY BAŞKANLIĞINA EN UYGUN ADAY SÜREN’DİR’
Mayıs ayında seçim var. İki aday var Adnan Öztürk ve Turgay Kıran. Başka aday çıkar mı, sizce ne olur?
Kıran, son dakikada adaylardan biri lehine çekilir her zaman yaptığı gibi. Öztürk’ten de başkan olur mu emin değilim. Bugün kulübün en büyük baş ağrılarından biri olan ‘Menajer Bruno’ hadisesi Adnan Öztürk’ün eserdir. Olması gerekeni söyledim daha önce. Bir büyük isim altında iyi bir kadro. G.Saray’ın bundan sonraki en az 15 yılını yönetecek bir silsile oluşturulmalı. En uygun aday Faruk Süren’dir.
‘HAMZA İÇİN ‘YENİ TERİM’ LAFI HOŞ DEĞİL’
Türkiye’de yoktunuz ama G.Saray- Bursa maçını daha sonra izlemişinizdir. Hamza Hoca’nın bu maçta ki sistemini, oyuna müdahelesini nasıl buldunuz? Sizce Hamza Hoca G.Saray’ın yeni Terim’i olabilir mi?
‘Yeni Terim’ lafı hoş değil. İlle bir şeyin tekrarı olmak gerekmiyor. Özgün bir Hamza Hamzaoğlu niye olmasın! Olabilir elbette ama süre lazım. Ve tabii en önemlisi başarı lazım. Başarı insanların ışıldamasını sağlar. Özgüven gelir, karizma denilen şey her ne ise o gelir. Futbolcunun, taraftarın, yönetimin inancı ve saygısı artar. Başarı, başarı, başarı... Başka bir şey yok sporda. 1984 Olimpiyatları 100 metre 2.’sini hatırlıyor musunuz? Ama şampiyon Carl Lewis’i hatırlıyorsunuz. Bu iş böyle. Sistem ve oyuna müdahalelere gelirsek. Elinizde mercimek, patates, havuç ve et suyu varsa mercimek çorbası yaparsınız. Bu malzemelerle karnıyarık olmaz. Et suyunuz yoksa çorba lezzetsiz olur. Havuç yoksa renksiz olur. Mercimek yoksa çorba da olmaz.
‘KASIMPAŞA’NIN PUANLARI ÇALINDI’
Hakemler yine sıkıntıydı. Kasımpaşa maçında Süleyman Abay maçı alıp Başakşehir’e verdi. İnanılmaz hatalar yaptı. Fırat Aydınus, Melo’yu gözünün önünde olmasına rağmen atamadı. Beşiktaş’ın net penaltısı verilmedi. F.Bahçe maçında Çakır’ın, Karabük’ün penaltısını vermediği tartışılıyor. (Hakem hocaları penaltı olmadığı görüşünde) Peki ne olacak böyle?
Hakem hocaların görüşünü önemsemem. Pozisyonu da görmedim bir şey diyemem. Melo’nun atılmaması şaşırtıcı. Ama asıl olan Kasımpaşa’nın iki sezondur yaşadıkları. Hakemlerin bu takıma ayrı bir gıcığı var gibi. Kasımpaşa kadar bariz hakem hataları ile kaybeden takım görmedim. Her şey geçen yıl tekrarlanan Beşiktaş maçı ile başladı. Pek çok maçta Kasımpaşa’nın puanları çalındı. Galiba Kasımpaşa’daki rahatlık, hakemleri de Kasımpaşa karşısına rahatça haksızlığa itiyor.
‘BEŞİKTAŞ BU LİGİN EN İYİSİ’
Beşiktaş, yine kaldığı yerden devam ediyor. Sürekli deplasmanda oynuyor. Ama kazanıyor. Ve devre arasında en çok transfer yapan takım. Galatasaray’ın son haline de bakarsak Fenerbahçe ve Beşiktaş zirvede yalnız kalır mı? Beşiktaş bu ligi sonuna kadar sürdürebilir mi?
Beşiktaş, bu sezonun en iyi ve en başarılı takımı. Oynadığı iyi futbolla herkesin takdirini kazanmış durumda. Sahası yok ama zirvenin ortağı.
‘OLİMPİYAT STADI’NDAN CACIK OLMAZ’
Fatih Terim, Olimpiyat Stadı’nın zemininin ters çevrilerek tribünlere yaklaştırılmasını ve bu stadın tamamen ‘Milli Takım Stadı’ olmasını düşünüyor. Ama ortada proje dahi yok. Sizin yorumunuz?
O stattan cacık bile olmaz. Değil sahayı ters çevirmek, stadın altını üstüne çevirsen nafile. Yıkıp yapmak daha kolay. Zaten çağ dışı bir stat. Yapılırken bile eskiydi. O zaman Hıncal Uluç ve ben çok karşı çıktık. “Üzeri açık stat mı kaldı” diye. Terim’in bahsettiği ise atletizm pistini yok edip, sadece futbol stadı yapmak. Bence o stattaki kaleleri kaldırıp tamamen atletizmin hizmetine vermek daha doğru.
‘YANAL’IN F.BAHÇE’Yİ TANIMASI MAÇI ETKİLEMEZ’
Bu hafta F.Bahçe-Trabzon maçı var. Ersun Yanal ilk kez Kadıköy’e çıkacak. Yanal’ın eski takımını çok iyi tanıması maçı ne kadar etkiler?
Umarım çok güzel bir maç olur. Ersun Yanal’ın eski takımını tanıması hiç etkilemez. Ligde birbirini tanımayan mı var!
Kaynak : HT Spor
Kaynak : Haber7
İlginizi Çekebilir