© Teknik Elektrik 2017-2024

Erdoğan savaşarak geldi, asla izin vermez

Gazeteci-yazar Abdulkadir Selvi, Ayasofya'nın cami olarak açılışı sonrası ortaya atılan rejim tartışmaları ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düşüncelerini İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun'a sordu. Çok net bir açıklama yapan Altun, "Rejim krizi üretmek isteyen vesayet sevdalılarına malzeme oluşturmak arzusundan başka bir şey değildir." dedi.

Ayasofya-i Kebir Camii açılışı sonrası oluşturulmaya çalışılan sunu rejim kriziyle ilgili Erdoğan'ın ne diyeceği kamuoyunda merak konusuydu.Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'ye konuşan İletişim Başkanı Altun, rejim tartışmalarıyla ilgili "Cumhurbaşkanımızın gündeminde de hiç ama hiç yer tutması da söz konusu değildir” dedi.

İşte Selvi'nin yazısının o bölümü;

Ayasofya’nın açılışı ile milletimizin 86 yıllık hayalini gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, suni rejim krizi oluşturma çabalarına nasıl baktığını merak ediyordum.

O nedenle doğrudan işin kaynağına, yani İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun’a sordum. “Cumhurbaşkanımızın gözünde bu tartışmalar, gündemi zehirlemek için üretilmiş hükümetimizin son dönemde elde ettiği başarıları gölgelemek üzere sahaya sürülmüş suni ve bir o kadar da sorunlu tartışmalardır” dedi. Erdoğan’ın bu tür tartışmalardan rahatsız olduğunun farkındaydım. Çünkü Erdoğan, açık siyaset yapar. Fahrettin Altun işte o noktaya dikkat çekti, “Cumhurbaşkanımızın tavrı açık ve nettir. Ne yazık ki Cumhurbaşkanımızın siyaseti ile açık ve net kavramlar ve hedefler üzerinden rekabet edemeyenler, bu ülkede yıllar yılı yapay rejim krizleri üretmeye çalışmışlardır. Bu son tartışmalar da bu rejim krizi üretmek isteyen vesayet sevdalılarına malzeme oluşturmak arzusundan başka bir şey değildir. Gel gelelim bunların Türkiye sosyo-politik gerçekliğinde bir yeri yoktur. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın gündeminde de hiç ama hiç yer tutması da söz konusu değildir” diye konuştu.

"Asla izin vermez"

Bir de benden uyarı. Vesayetle savaşarak gelen Erdoğan, suni rejim krizleri üzerinden yeni vesayet odakları oluşturulmasına izin vermez.

Altun: Radikalizmin her türlüsüne karşıyız

Tartışmalar ile ilgili AKŞAM gazetesine de açıklamalarda bulunan İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun Ayasofya'nın açılışı sonrası kasıtlı şekilde 'Atatürk’ ve ‘Cumhuriyet’ üzerinden suni tartışmalar başlatıldığını söyledi.

Karşı çıkanları tanıyoruz

Ayasofya’da Cuma günü ne gördünüz?

Büyük bir heyecan gördük; sevinç ve gurur yaşadık. 86 yıl sonra, Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyesinde ve milletimizin gönlündeki haline kavuştu Ayasofya. Ancak içeride ve dışarıda bundan rahatsız olanları gördük. Marjinal kesimler dışında toplumun ana gövdesi bu adımdan çok memnun. Bazı kesimlerin tepki vereceği tahmin edilebilirdi. Zira bugüne kadar milletin heyecanlandığı, mutlu olduğu hiçbir işte farklı davranmadılar. Milletin karşısında duruyorlar ve kendilerini gizleme ihtiyacı bile duymuyorlar. Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, son yıllarda Cumhuriyet tarihinin toplamı kadar iş ve hizmet yaptı; diplomaside kararlı dik duruşuyla vazgeçilmez bölgesel bir aktör oldu. Bu kesimler, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yapılan hangi işten memnun oldular? Türkiye’nin her alanda egemenlik haklarını kullanmasından rahatsız olanlar, ne yazık ki Ayasofya kararında da karşımıza çıktı. Aldırmadan, kararlıkla yolumuzda ilerlemeye devam ediyoruz.

Tartışmaların arkasında da bu mu var?

Tabi ki... Özellikle ülkemizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin arkasına sığınarak karşı geliyorlar tüm bu ilerleme ve kalkınma hamlelerine. Atatürk’ün ismini istismar etmeyi politik araç haline getirmiş bir kesim bu. FETÖ de bunu yapmıyor mu? 15 Temmuz’daki sözde darbe bildirisinde bile Atatürk ismi istismar edilmedi mi?

Cumhurbaşkanımız açık söyledi

Cumhurbaşkanı da buna tepki gösterdi…

Evet, Sayın Cumhurbaşkanımız çok net ifade etti. “Fethin en önemli hatırası Ayasofya’nın hangi şartlar altında 500 yıllık camilik vasfından çıkartılarak müzeye dönüştürüldüğünü tartışmanın bir anlamı olmadığına, kalmadığına inanıyorum. Önemli olan, ulu mabedin yeniden asli işlevine, bağlayıcı bir hukuki belge olan vakfiyesinde belirtilen misyonuna dönmüş olmasıdır” dedi.

Ayasofya’nın yeniden cami olarak açılması geçmişe değil bugüne ve geleceğe sözümüzün, kararlılığımızın bir ifadesidir. İdeolojik saiklerle milli ve manevi değerlerimizi karşı karşıya getirme çabaları beyhudedir. Milletimiz zaten bu yararsız tartışmalara prim vermedi, vermeyecektir. Ülkemizin artık yapay karşıtlıklarla kaybedecek vakti, enerjisi yok. Yürüyecek daha çok yolumuz var. Bağımsızlık mücadelemiz bir bütündür ve devamlılığı vardır. Bu ruhla hareket eden her bir bireyin geçmişe bakışı da bu minvaldedir.

Şunu kimse hatırından çıkarmasın; Sayın Cumhurbaşkanımızın siyaset tarzı radikalizmi dışlar. Radikalizmin her türüne karşıyız. Ayasofya bağlamında ortaya atılan hilafet tartışmalarını da anlamsız ve beyhude buluyoruz. Bunun Türkiye siyasetinde bir karşılığı da yoktur.

Yapay tartışmalarla enerjimizi tüketmeyiz

Atatürk, Cumhuriyet tartışmasının maksadı nedir?

Ayasofya Camii kararı sonrasında rejim tartışması başlatmaya çalışanlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırası üzerinden toplumun bir kesimini kışkırtmak için uğraşıyorlar. Kaybettikleri imtiyazlarını “Cumhuriyet” ya da “Atatürk” kılıfı ile tekrar sağlamak hedefindeler. Ancak akıl ve izan sınırlarını aşan girişimlerle toplumsal fay hatlarını harekete geçirmeye çalıştıklarını feraset sahibi milletimiz görüyor. Yapay tartışmalarla toplumsal alanı zehirlemeye, siyaset alanını daraltmaya, iç ve dış vesayet odaklarını canlandırma hevesindeler.

Tezgahların farkındayız

Etkili olur mu sizce?

Buna asla izin vermeyeceğiz. Aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin bizlere emaneti olan ülkemiz, bu cennet vatanımız nice badireler atlattı ama her seferinde eskisinden daha güçlü bir şekilde yoluna devam etti. Milletimizin feraseti, sağduyusu ve kararlı duruşuyla, ülkemiz özellikle son yıllarda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, enerjimizi sömüren birçok arkaik ve lüzumsuz tartışmayı geride bıraktı; ilerledi ve uluslararası alanda da hak ettiği saygınlığı kazandı.

Bu ilerlemenin önünde durmak isteyen içeride ve dışarıda bazı kesimler hep oldu. Toplumsal mühendislik girişimleriyle oluşturulan yapay çatışmaların, aslında enerjimizi sömürmek ve ilerlememizi önlemek için dışarıdakiler ve içerideki işbirlikçileri tarafından tezgahlandığını hep yıllar sonra anladık. Bu arada nice insanımızı kaybettik, nesiller büyük bedeller ödedi. Artık buna asla geçit vermeyeceğiz. Savunmadan ekonomiye, diplomasiden sağlığa, turizmden mülteci politikalarına kadar her alanda daha güçlü bir Cumhuriyet ve daha bağımsız bir Türkiye için çalışan milletimiz ve devletimizin tüm unsurları bu oyunların ve tezgahların artık farkındadır.

Milletimiz artık uyanık

Bu ‘farkındalığı’ açar mısınız?

Türkiye’nin farklı din, kültür ve inançtan insanların bir arada huzur içinde yaşayabildiği ender ülkelerden biri olması tarihsel bir gerçektir ve tesadüf değildir. Yıllardır hedef alınan da bizim bu değerimizdir. Dediğim gibi, toplumun tüm kesimleri artık daha uyanıktır. Bu oyunlara artık gelmeyiz.

Türkiye Cumhuriyeti; İstiklal Mücadelesi veren aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin omuzunda yükselmiş, bu ülke için taş üstüne taş koyan her bir bireyin alın teriyle, her bir yönetici ve liderin emekleriyle günümüze kadar gelmiştir. Bu ülke bizimdir. En büyük gücümüz birliğimiz, beraberliğimiz ve kardeşliğimizdir.

Restorasyonun ardından dün ikinci etabının açılışı yapılan Sümela Manastırı da Türkiye’nin her türlü medeniyet mirasına sahip çıktığının somut örneğidir. Fener Rum Patriği Sayın Bartholomeos da Sayın Cumhurbaşkanımızı arayarak, restorasyon ve azınlık cemaatlerine destekleri için teşekkürlerini ifade etmiştir.

Dünya müslümanları büyük heyecan duydu

Ayasofya’nın ibadete açılmasının yarattığı heyecanı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kaç nesil boyunca heyecanla beklenen Ayasofya, sonunda Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşuyla cami olarak ibadete yeniden açıldı. Milletimizin Ayasofya Camii heyecanı, geçmişten günümüze her türlü çabanın ve emeğin bugüne en güzel yansımasıdır. Konuyu din ve inanç özgürlüğü, egemenlik ve bağımsızlık bağlamında yaşayan milletimiz, bir yandan da tarihe bir selam, geleceğe dönük bir duruşu ifade ediyor. Bu, tarifi imkansız duygular ve düşünceler uyandırdı her birimizde. Sadece Türkiye’de değil elbette. Dünyanın hemen yer yerinde Müslümanlar ve Müslüman dostları da heyecanlandı, duygulandı.

 

Kaynak:Yeniakit

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER