© Teknik Elektrik 2017-2024

Elektrik sektöründe 15 yılda 100 milyar dolarlık yatırım

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Son 15 yılda elektrik sektöründe üretim, iletim, dağıtıma baktığımızda kamu, özel 100 milyar dolarlık yatırım yapmışız, dile kolay." dedi.

Dönmez, Giresun Uygulama Oteli'nde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, enerjinin, bir ülkenin en temel ihtiyaçlarından biri olduğunu belirterek, "Artık sadece evlerimizin aydınlatılması veya ısıtılmasıyla sınırlı bir konu olmaktan çıktı. Sanayimizin, ekonomimizin, iş yerlerimizin vazgeçilmez bir unsuru haline geldi." diye konuştu.

Japoncada enerjinin "hayat" demek olduğunu vurgulayan Dönmez, "(Enerji) Artık adeta hayatın bir kaynağı haline geldi. Su, hava, ateş kadar önemlidir. Haliyle böyle olunca bu işi yapan gerek kamu yöneticileri gerekse özel sektör yöneticileri müşterisini hem kalite hem hizmet hem de yatırımlar yönünden memnun etmek durumundalar. Onun için de biz sık sık müşteri memnuniyetini artırmak üzerine çeşitli programlar yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Dönmez, 2000'li yılların başında Türkiye'de konuşulan konulardan önemli bir kısmının da enerji yoksunluğuyla alakalı olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Arz güvenliğimiz yetersizdi. Bunun anlamı şu, talep arzdan yani üretimden daha fazlaydı ve kesinti, kısıntı uygulamak zorunda kalıyorduk. Günün belli saatlerinde şehrin belli bölümünde, belli mahallelerde kesinti yaparak idare etmeye çalışıyorduk. O günün Bakanlığı, olmayan enerjiyi, yetersiz enerjiyi yönetmeye çalışıyordu. Bugün hamdolsun arz tarafında, üretim tarafında böyle bir sorunumuz kalmadı. 2000'li yılların başında aldığımız 30 bin megavat kurulu gücü, yıl sonu itibarıyla 89 bin megavata çıkartmışız, neredeyse 3 kat artırmışız. Niye? Ülke büyüyor, ekonomi büyüyor. Türkiye son 15 yılda baktığımızda, bazı yıllar düşük, bazı yıllar daha yüksek büyüme olmakla birlikte ortalama her yıl yüzde 5-6 civarında büyüdü. Ülke yüzde 5-6 büyürken enerjiye olan talep bunun 1,5 katı kadar artmış. Niye? Bir, eskiden bir açık devralmış onu kapatacaksın, ülke büyüyor o büyümeyi karşılayacaksın. Bizim her yıl belli oranda yatırım yapmamız gerekiyordu, o yatırımı da yaptık."

 

Son 15 yılda elektrik sektöründe üretim, iletim, dağıtıma bakıldığında kamu, özel 100 milyar dolarlık yatırım yapıldığını aktaran Dönmez, şu değerlendirmede bulundu:

"Bunun büyük kısmını da özel sektör eliyle yapmışız. Bu arada, artık tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, enerji sektöründe devlet küçülmeye başladı yani ana oyuncu olmaktan çıktı. Ne yapıyoruz? EPDK var, düzenleme yapıyor, denetleme yapıyor, Bakanlık olarak biz ana politikaları belirliyoruz keza yine Bakanlığımızın TEİAŞ, BOTAŞ gibi ana oyuncuları var, orada ana iletim hatlarını yapmak suretiyle yine arz güvenliğiyle alakalı bazı misyonları üzerimizde tutuyoruz ama büyük oranda da özelleştirmişiz."

Dönmez, elektrik dağıtımını 21 bölgede yine bu dönemde özelleştirdiklerinin altını çizerek, "Yaklaşık 13 milyar dolar Hazine'nin kasasına girdi oldu. Yine önemli üretim santrallerimizi de özelleştirmişiz 10 milyar dolar da oradan girdi oldu. Sırf elektrik tarafında 23 milyar dolarlık özelleştirme yapmışız." dedi.

"BU YOLLAR, HAVAALANLARI NASIL YAPILIYOR?"

Katılımcılara yönelttiği, "Bu para nereye gitti?" sorusunu Dönmez, şöyle yanıtladı:

"Bu yollar, havaalanları nasıl yapılıyor? Her yere hastane yapıyoruz, birçok yerde artık okul sorun olmaktan çıktı. Bir sürü sosyal desteklerimiz var. Bunlar Hazine'ye kaynak olarak girmiş oldu. Özel sektörün giremediği, devletin asli vazifesi olan alanlara biz kaynak aktardık. Bu arada özel sektörü de bu işleri üzerine aldığı için planlamak, denetlemek suretiyle de size hizmette bir aksaklık olmaması için çabalıyoruz. Gerek elektrik gerekse doğal gaz baktığınızda her ne kadar özel işletmeler olarak size hizmet ediyor olsa da niteliği itibarıyla kamu hizmeti özelliğini yitirmiş değil, yani şöyle örnekleyeyim, özel hastaneyle kamu hastanesi arasında sahiplerinin farklılığı dışında uygulanan tedavi yöntemleri ve hekimlik bilimi açısından bir farklılık var mı? Yok, olmaması lazım zaten. İkisi de aslında bir yerde kamu hizmetidir veya eğitim, özel okulda da olsa onun da uygulayacağı müfredat belli, o da bir kamu hizmetidir."

 

Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eskiden sadece devletin verdiği hizmetler kamu hizmeti sayılırken, devlet oralarda küçüldükçe, özel alana bıraktıkça sanki artık buralar devletin kontrolünden çıkmış gibi veya kamu hizmeti niteliğini kaybetmiş gibi bir algıya neden olabilir ama bizim hukuki metinlerimizde, düzenlemelerimizde bunların kamu hizmeti niteliği devam ediyor. Hatta elektrik dağıtımına baktığımızda şebekenin mülkiyeti halihazırda TEDAŞ'ın yani kamu şirketinin. Biz neyi özelleştirmişiz, işletme hakkı devri yapmışız. Düşünün, belediyenin bir otobüsü var, belediye diyor ki 'Ben bundan sonra işletmeyeceğim.' Otobüs ona ait işletmesini özelleştiriyor, sizler de girişimci olarak giriyorsunuz, diyor ki 'Otobüse iyi bakacaksın, 25 sene sonra tekrar çalışır vaziyette senden geri alacağım, güzergahları da benim dışımda yapamazsın, tarifeyi de ben belirleyeceğim, sen oradan bir miktar pay alacaksın.' İşte bizim enerji sektöründeki özelleştirme işi ya da gazda kendi imkanlarıyla yapacağı iş buna benziyor. Çünkü bunlar doğal teker niteliğinde olduğu için kontrol altında olması gerekiyor, belli kurallar var. O sektörde atacağı her adım tanımlanmış durumda."

 

Bunların, hizmette aksaklık olmaması için önem taşıdığını belirten Dönmez, şunları kaydetti:

"Sizin dağıtım şirketini değiştirmek gibi bir hakkınız yok çünkü şebeke şehre girdikten sonra sizin evinize, iş yerinize gelinceye kadar onun tasarrufunda. O, 'Ya ben Ahmet'i, Mehmet'i sevmiyorum elektriği sana vermeyeceğim' diyebilir mi? Diyemez. Belki mahalle arasındaki bir bakkal beğenmediği bir müşterisine ürün satmayı kesebilir, 'Git başka yerden al' diyebilir ama elektrik veya gaz dağıtım şirketi kızsa da kurallara uyduğu müddetçe yalnız müşteri, o hizmeti sunmak zorundadır. O kuralları da devlet koyuyor. Bu geçiş dönemi dolayısıyla özel sektör açısından söylüyorum, her uygulamada olduğu gibi geçiş döneminde adaptasyon sürecinde bazı aksaklıklar olabilir ama bunları büyük oranda da aştık."

Dönmez, milletvekillerinin kırsal kesimde yaşanan bazı sorunları dile getirdiklerine işaret ederek, ilgililerin toplantıda olduğunu, sorunların çözümü noktasında görüş alışverişinde bulunacaklarını söyledi.

Bakan Dönmez, "Şunu rahatlıkla söyleyeyim hem EPDK hem TEDAŞ ki hala bizim Bakanlığımız bünyesindeki şirketimiz, bu hizmetleri yerinde ve yapılıp yapılmadığını, kalitesini de sürekli denetliyorlar. Siz belki farkında değilsiniz, eğer bir kural ihlali yapmışlarsa da ne yapıyorlar, yaptırım uyguluyoruz, para cezası." diye konuştu.

 

"HAMDOLSUN BUGÜN İTİBARIYLA 81 İLİN TAMAMINDA DOĞAL GAZ VAR"

Bakan Dönmez, şebekelerinin hakikaten çok geniş ve büyük olduğunu belirterek, "Türkiye'de elektrik iletim ve dağıtım şebekesinin büyüklüğü, genişliği 1 milyon 420 bin kilometre. Size nasıl bir şey ifade eder bilemiyorum ama şöyle söyleyelim, dünyanın etrafını 37 kez dönecek kadar büyük bir şebekeye sahibiz." ifadesini kullandı.

Doğal gaz konusuna değinen Dönmez, "2000'li yılların başında sadece beş büyük şehrimizde, o da kısmen doğal gaz kullanan vatandaşımız varken hamdolsun bugün itibarıyla 81 ilin tamamında doğal gaz var. Giresun da bunlardan bir tanesi. Üç dört ilçemizde de şebeke işlemi tamamlandı, en kısa süre içerisinde onlar da zaten doğal gaz kullanmaya başlayacaklardır." dedi.

Dönmez, Türkiye genelinde de 510 il, ilçe merkezinin yer aldığı yerleşim yerine de doğal gazı götürdüklerini kaydederek, şunları söyledi:

"Orada da yine 140 bin kilometrekarelik şebeke var. Bunun da yine büyük bir çoğunluğu özellikle son 15 yılda yeni yerleşim birimlerine, yeni illere götürülen hatlardan oluşuyor. O da dünyanın etrafını neredeyse 3,5-4 kez kazmışız demektir. Kazarak götürüyoruz, dağdan bayırdan kolay gelmiyor. Şimdi siz coğrafya olarak hakikaten zor yerde bulunuyorsunuz. Şimdi Artvin'e mesela doğal gaz geçiyor BOTAŞ, şimdi yanımda fotoğrafları yok, biliyorsunuz iş makineleri var, kaymaması için bir başka iş makinesi onu tutuyor. Neredeyse 50-60 derecelik eğimde çalışılıyor, kar kış bazen bulutların üzerinde çalışıyorlar, düşünün zirve, 2 bin, 2 bin 500 metre zirveden doğal gaz boruları geliyor. O doğal gaz da Sibirya'dan geliyor, bir kısmı Azerbaycan'dan alıyoruz, İran'dan alıyoruz, binlerce kilometre mesafe kat ediyor. Ülkeye girdikten sonra şehirlere taşıyoruz, şehirlerde mahalle mahalle, ev ev, sokak sokak, bina bina dağıtıyoruz."

 

Yaygınlık açısından şu anda ülke nüfusunun yüzde 60'ının, 50 milyon civarında vatandaşın doğal gaz kullandığına dikkati çeken Dönmez, "Bu kadar büyük bir coğrafyada Avrupa ile kıyasladığınızda bile bu kadar yaygınlığı görebileceğiniz ülke sayısı birkaçı geçmez ve bunu çok kısa süre içerisinde yaptık. Kamuda herhangi bir kaynak ayırmadan bu işleri başarmış olduk." diye konuştu.

"GEÇTİĞİMİZ YIL TARİHİ BİR REKOR KIRDIK"

Bakan Dönmez, doğal gazın önemli bir kısmını ithal ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kendi kaynağımızı henüz yeteri kadar bulamadık. İşte geçtiğimiz ay bir keşfimiz oldu Trakya'da, 300 bin hanenin 10 yıl süreyle doğal gazını temin edecek keşif yapıldı. Yine Güneydoğu'da Diyarbakır, Siirt'te 3 yeni petrol sahası keşfettik, geçtiğimiz hafta onları işletmeye aldık, günlük bin 650 varil ve ilk defa hidrolik çatlatma yöntemiyle de petrol üretmeye başladık. Uzunca bir süredir Amerika'nın üzerinde çalıştığı ve bu sayede Amerika'nın ithalatçı olmaktan çıkıp ihracatçı pozisyonuna geldiği bir teknolojiyi Türkiye'ye de kazandırmış olduk. İnşallah bu teknolojiyle nerede varsa arayacağız, bulacağız ve milletin, ekonominin, vatandaşın emrine sunacağız."

 

Madencilik tarafında ciddi fırsatlar olduğunu ama hala bazı ham maddeleri yurt dışından ithal ettiklerini aktaran Dönmez, şunları kaydetti:

"Bir kısmı ülkemizde bulunmadığı için ithal ediyoruz, bir kısmında da yeteri kadar üretim yapamadığımız için. 18 milyar ton kömür rezervimiz var, geçtiğimiz yıl tarihi bir rekor kırdık, 101,5 milyon ton bir yılda kömür ürettik ama 30 milyon ton da kömür ithal ettik. Şimdi bu ithalatı bizim azaltmamız lazım. 3-4 milyar dolar her yıl kömüre para ödüyoruz, petrol, doğal gaz hariç. Petrol ve doğal gaza ödediğimiz rakam da son 10 yıl ortalaması 40 ila 45 milyar dolar arasında değişiyor. Cari açığın temel nedenlerinden birisi de enerjide bizim dışa bağımlı olmamız. Biz onun için diyoruz ki güçlü bir Türkiye için bağımsız enerji kaynaklarına ihtiyacımız var. Onlara ulaşıncaya kadar gerekirse yurt dışından da ithal etmek suretiyle vatandaşı karanlıkta da bırakmayacağız, soğukta da bırakmayacağız, yolda da bırakmayacağız inşallah."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER