Casper Finans Direktörü Nuray Kocapınar ile Senegal Ziyareti Hakkında Söyleşi
RÖPORTAJLARSayın Nuray Kocapınar Senegal’e yapmış olduğunuz gezi hakkında bilgi verebilir misiniz? Senegal’e gitme sebebinizden bahsedebilir misiniz? Senegal’e Kimse Yok Mu Derneğinin organizasyonu olarak kurban bayramında dünyanın çeşitli kültürlerine diyalog dilini kullanarak, ulaşılması gereken her noktasına Anadolu insanının gönlünün esintilerini ulaştırma derdini paylaşanlarla beraber ben ve eşim Senegal’e gittik.
Sayın Nuray Kocapınar Senegal’e yapmış olduğunuz gezi hakkında bilgi verebilir misiniz? Senegal’e gitme sebebinizden bahsedebilir misiniz?
Senegal’e Kimse Yok Mu Derneğinin organizasyonu olarak kurban bayramında dünyanın çeşitli kültürlerine diyalog dilini kullanarak, ulaşılması gereken her noktasına Anadolu insanının gönlünün esintilerini ulaştırma derdini paylaşanlarla beraber ben ve eşim Senegal’e gittik.
Orada sadece Türkiye’den yada İstanbul’dan gelenler yoktu, Mersin’den, Almanya’dan, Hollanda’dan, Fransa’dan gelen bizim insanımız oradaydı. %95’i Müslüman olan bu ülkede geçtiğimiz 3 yıl içinde önemli iyileşmeler olduğu (Elektrik kesintilerinin günde 18 saate kadar çıkarken şimdi düzenli elektrik verildiği, daha önce başkent Dakar'da bile anayolların çok problemli olduğunu şimdi yeni anayolların açıldığı, ara sokakların iyileştirilmesi için çalışıldığını gördüm), gelecek 10 yıl içinde ters bir rüzgar esmezse bölgesindeki 6 ülke için örnek teşkil edecek vasıfların olacağını gördük.
Anadolu insanı gibi misafirperver, güleryüzlü, yokluklar içinde bile olsa elhamdulillah diyebilen bir topluluk gördük. Bir çocuğun başını okşamak, bir kadının elini tutmak sizi düşünüyor ve Allah’ın bize verdiği nimetleri sizlerle paylaşıyor hissini vermek ve bilmediğimiz bir dilde bayramlaşmak ve karşılığını misli kalbimizde hissetmek bizi ve onları çok mutlu etti.
Senegal gelir dağılımında adaletin sağlanamadığı bir ülke ve bu nedenle halkın nerede ise %95’i çok fakir. Emin olun! Türkiye’de bu kadar fakirlik hiçbir yerde yok. Şu gözler onu gördü. Diğer %5’i çok zengin. İnsan olmamız nedeniyle taşıdığımız sorumlulukla bizim orada bulunmamızın öneminin yanında moral ve motivasyon olması açısından onlar için çok anlamlı idi. Çünkü beyaz insan onların en kıymetli varlığını hep alıp götürmüştü. (Gora adasını gezerken 26 milyon insan köle olarak dönüşü olmayan kapıdan (köleleştirilmiş insanların gemilere bindirildiği kapı) köklerinden koparılarak gayri insani şartlarda Avrupa ve Amerika’da pazarladılar. Çok, çok uzaklarda Türkiye’den yada Avrupada yaşayan Türklerin gelir seviyesi düşük, orta veya yüksek olsa da imkanları ölçüsünde onlarla paylaşıyordu. Bu nedenle Afrika halkı Türkleri tanıyor ve seviyor.
Senegal’deki Türk okulları 1997’den bugüne yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmada çok profesyonel hazırlandıklarını izdiham yaşanmadan, o kapıya gelen her ihtiyaç sahibinin çok önceden isimleri tespit edilmiş, ellerine verilen bilet gibi kağıtlarla kurban bayramının ilk günü saat 13:00’te et dağıtımı başladı. İnsanlar okul kapısında bekliyorlardı. Mahşeri bir kalabalık. Senegal’deki Yavuz Selim Kollejinin giriş ve çıkışlarımız bu kalabalığın arasından oldu. Ne biz onların arasında olmaktan rahatsız olduk, ne de onlar bizim varlığımızdan rahatsızdı. Bunu kalpleri elinde tutan Allah’ın lütfu olduğuna şahitlik ettik.
Casper çalışanları ve yöneticilerim Yalçın Bey ve Altan Bey’in ulaştırmalarını istedikleri emanetleri sahiplerine teslim edilmek üzere yetkililere önceden vermiştik. Özellikle Charlotte Hanımın aldığı çocuk kıyafetleri Dakar’daki hapishanelerdeki kadınların yanlarındaki çocuklarına verilmek üzere organize edildi.
Cuma günü Dakar’daki camilerde hutbenin mevzuu “Türkiye’den gelen ve kurban’da Senegal insanıyla kurbanı kutlamaları” olduğunu eşimden öğrendim. Devamında cuma hutbesi sırasında ülkemize ve insanımıza dua etmelerini öğrenince “Allah’ım inşallah bu işten ve bize emanetleri gönderenlerden razısındır” diyerek dua ettim.
Senegal de bilişim sektörünü nasıl görüyorsunuz?
Afrika’nın her ülkesinde olduğu gibi üretim adına her kaynak belli başlı şirketlerin elinde. Bugüne kadar ülkenin kaynaklarının üzerinde Fransa söz sahibi olmuş. Daha yeni yeni piyasada başka ülkeler varlık gösteriyor. Şu dönem yatırıma açık ve interland'ındaki 6 ülkeye abilik yapma potansiyeli olan bir ülkeden bahsettiğimi tekrar hatırlatmak isterim. Özellikle Samsung çok büyük reklamlarla varlığını hissetiriyordu. Casper’ın Senegale satışı bulunmamaktadır. Bilişim sektörü ise devletin yüksek vergi uygulaması olmasından Türkiye’nin 2 katı fiyatına bilgisayarlar satılmakta. Alım gücünü görebilmek açısından orada çok fakirliğin yanında çok lüks araçların da yollarda olduğunu da iletmek isterim. Bir gösterge de internet de bu ülkede
Türkiyeye göre pahalı olduğunun öğrendim.
Nuray Hanım sizde Yalçın Bey gibi koyu Beşiktaşlısınız sanırım? Beşiktaşın bu sezon ki durumunu nasıl görüyorsunuz?
Evet Beşiktaşlıyım. Hem de ailemin bütün erkekleri Beşiktaşlıdır. Beşiktaş bana rahmetli Babamın yadigarıdır. Beşiktaşlı olmak Beşiktaşlıyım demek benim için önemlidir. Anlamlıdır. Yalçın Bey’in diğer maddi yardımının yanın da dar bir zaman diliminde çocukları sevindirmek adına aldığı Beşiktaş formalarını dağıtırken yine çok ihtiyaçlı fakir çocuklara dağıtmak istedik bize bir yetimhane önerdiler ve yetimhanedeki çocukların şöyle bir hikayesi vardı. Çocuklar gündüz sokaklarda topladıkları paraları getiriyor ve bakıcı hayırsever kadına veriyor kadın bu paralarla yemek yapıyor ve yetimhanede kalan çocuklara yediriyor bu yemeklerden bu çocukların günlük sadece altı kaşık yeme hakkı var, altı kaşıktan sonra diger çocuk başlıyor yemeye bu hikaye bana çok acıklı geldi inanmakta zorlandım. Tekrar ediyorum günde altı kaşık yemek yiyebiliyorlardı. Fakat formaları dağıttığım yere gittiğimde (yollar açık kanalizasyon çukurları ile dolu) gördüğüm manzara karşısında anlatılanların hiçte abartı olmadığını sefaleti görünce anladım. Çocukların gözündeki sevinci görmek inanılmaz mutluluk verici bir tablo idi formalar siyah incileri kartallaştırdı. Çocukların Beşiktaşlı idiler. Bu duygu yoğunluğu içinde Beşiktaş için diyebileceklerim ise her sezon başlarken İnönü stadından kartal havalanır, bizim için onu en yüksekte görmek; arzumuz hayalimizden öte bir realite olmasıdır.
Saygılarımla,
İlginizi Çekebilir