© Teknik Elektrik 2017-2024

Amerika'nın Mazlum kod adlı teröristi bize teslim etmesi lazım

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Mazlum denilen kod adlı kırmızı bültenle aranan terörist. Amerika'nın bu adamı bize teslim etmesi lazım." dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Mazlum denilen kod adlı kırmızı bültenle aranan terörist. Amerika'nın bu adamı bize teslim etmesi lazım." dedi. 

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde TRT ortak yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 

ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatlara ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Türkiye'nin bölgede belirleyici güç olmasının ilk defa ispatının vücut eylediğini söyledi.


Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı başlamadan önce Amerika, Rusya, Batı ve İran ile görüşüldüğünü, çalışmalar yapıldığını vurgulayarak, şöyle konuştu: 

"Bu çalışmaları yürütürken öbür taraftan BM Genel Sekreteri, Dışişleri Bakanımız tarafından bilgilendirildi. AB ülkeleri içinde Almanya, Fransa İngiltere ile diyaloglar oluştu. İslam dünyası ile diyaloglar oluşturuldu. Pakistan, Malezya gibi ülkelerle diyaloglarımız oldu. Tüm dünyaya ve tüm BM ülkelerine ulaşmak mümkün değil, ama NATO Genel Sekreteri ile görüşmemizi burada yapma imkanımız oldu. Onları da bilgilendirdik. Kendisine sorulduğunda objektif bir bakışla bütün olup bitenleri o da dünyaya anlattı. Amerika ve Rusya'nın bu süreçte önemi biraz da şuradan geliyor, şimdi şunu sorabilirsiniz? Diyebilirsiniz ki 10 bin kilometre uzaktaki Amerika'nın burada ne işi var? Koalisyon güçlerinin burayla herhangi bir sınırı yok. Almanya, Fransa, İngiltere onların burada ne işi var? Türkiye'nin 911 kilometre sınırı var ve bu sınırı sebebiyle sürekli taciz ediliyoruz. İnsanlarımız şehit oluyor, yaralanıyor. Bunları 8,5 yıldır yaşıyoruz. Öbür tarafa bakıyorsunuz sadece Irak'a sınırı var. İki ülke burada söz konusu, Türkiye ve Irak. Başka hiçbir ülkenin sınırı yok. Fakat bir anlaşmamız mı var? Türkiye buraya davet mi edildi de buraya geliyor? Evet bizim bir Adana Mutabakatımız var. Buna dayanarak bir de böyle adım attık. Çift dikiş gidiyoruz, hem tacizler, öbür taraftan da Adana Mutabakatı. Bütün bunlarla beraber bir de karşımızda uluslararası camianın terörle mücadele diye bir sorunu yok mu? Biz hangi uluslararası toplantıya gitsek başlıklardan bir tanesi terörle mücadeledir. Hep bu aranır. Fakat şimdi işe bir kılıf giydirildi. Kılıf şu, DEAŞ. Burada sadece DEAŞ yok ki. DEAŞ ile göğüs göğüse mücadele veren Türkiye. Bunu biz Elbab'da verdik. 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı derdest ettik. Bunun yanında bir de AB'nin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK var. PKK'nın kolları PYD/YPG var. Bunları hala terör örgütü olarak kabul edilim mi etmeyelim mi bunun tartışmasını yapıyorlar. Burada işin en acı yanı bizim NATO'da stratejik ortağımız Amerika'dan 30 bini aşkın tır silah, mühimmat, zırhlı araç onlarla beraber Irak üzerinden Suriye'ye girdi. Bütün bunlar terör örgütlerine teslim edildi. Bunları Sayın Başkana izah ettim. Kendisine anlattım. Hatta ilk anlatmam Hamburg'taki G-20 Zirvesi'ndedir. O zaman bin 250 tır gelmişti. Kendisine bunu anlattığımda, nasıl olur, böyle bir şey olamaz.' demişlerdi. Sonra orada dar kapsamlı bir toplantı yaptık. Bir ortağımızın böyle bir şey yapması, böyle bir şey ile karşı karşıya kalmamız bizi üzüyor. Niye? Sen benim ortağımsın."

 

"Amerika'nın bu adamı bize teslim etmesi lazım"

NATO'nun 1. maddesine dikkati çeken Erdoğan, "Bizim birbirimizi her hangi bir saldırıya karşı koruma görevimiz var. Şimdi iş öyle bir duruma geldi ki bu iş terör örgütünün başında olanlarla Almanya, Fransa görüşme yapıyor. Öbür tarafta Amerikalı yetkililer, senatörler görüşme yapıyorlar. Biz de 'Bu ne haldir? diyoruz. Bir taraftan teröre karşı olmayı konuşuyoruz, bir taraftan da ne yazık ki sizler kapınızı açıp onlarla masaya oturuyorsunuz. Hatta onların size gönderdiği mektubu kendi mektubunuza ek yapıp, bize gönderiyorsunuz, bunları hep konuştuk. Ancak bizim Bay Kemal, tabi her şeyi kalkıp ona anlatacak halimiz yok. Kendine göre meydan okuyor falan filan. Biz bunları Trump'ın kendisine bizzat anlattık. Dedik ki böyle böyle. Biz şu anda size kırgınız, çünkü bir teröristle böyle bir mektup alışverişinde bulunuyorsunuz ve o mektubu kendi mektubunuza ek yapıp bize gönderiyorsunuz. Hiçbir şey diyemedi. Zaman zaman böyle görüşmeler yapıyoruz. Aldığınız neticeyi de söyler misiniz dedim? Aldıkları bir netice yok. Aldılar neticeyi, Nerede aldılar? Kenya'da. Ne yaptılar o zaman Apo'yu bize teslim ettiler. Yaptıkları hayırlı iş bu, ama şimdi Mazlum denen kod adlı burası çok ilginç, kırmızı bültenle aranan bir terörist. Bu ne demektir? Aramızda ABD ile suçluların iadesi anlaşması vardı. Amerika'nın bu adamı bize teslim etmesi lazım. Çünkü kırmızı bülten ile aranmanın gereği budur. Adalet Bakanıma da söyledim, zannederim onlar da yazışmaları yapacaklar, isteyecekler. Vermesi lazım bize. Böyle bir çalışmanın gayreti içindeyiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 Ekim'de harekatı başlattıklarını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Baktık ki eş, dost, ahbap bunlardan hiçbir şey olmayacak, artık biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz deyip, bütün adımları attık. Zaten bütün hazırlıklar tamamdı. Sınır boylarına tamamıyla yerleşmiştik. İsmi bile öyle yolda giderken hatırlamadık. Hep birlikte istişaremizi yaptık. Biz hazırlanan terör koridorunu neye çevirdik? Barış Pınarı Harekatının olduğu koridora çevirdik. Buralarda bakın ilginç isimler var. Örneğin Rasulayn, Ayn-El Arab, gözeler, yani pınarlar var. Ondan dolayı bu işe Barış Pınarı dedik, ismin hikayesi bu. Pınarlar orada bol olduğu için Barış Pınarı Harekatı olsun dedik. Barış Pınarı Harekatı da böylece başlamış oldu. Bizim için önem arz eden Tel-Abyad ile Rasulayn'dır. Burada 120 kilometrelik mesafe var. Ama derinlik 32 kilometre bu alanı süratle kontrol altına aldık. Burayı kontrol altına aldıktan sonra burada yaşayan halk bir rahatlama, huzur imkanını yakaladı. Bunun doğusuna geçtiğimiz zaman bu da Irak sınırına kadar giden bölgedir. Burada da 10 kilometrelik derinlikler var. " 

Erdoğan, "Biz Kürtlere düşman değiliz. Kürtler bizim burada kardeşlerimiz. Bizim onlarla alıp veremediğimiz yok. Bizim derdimiz teröristlerdir." dedi.

Harita üzerinden Barış Pınarı Harekatı hakkında bilgiler veren Erdoğan, "Burada yaşayan halk bir rahatlama ve huzur imkanını yakaladı. Bunun tabii doğusuna geçtiğimiz zaman bu da tabii Irak sınırına kadar giden bölgedir. Burada 10 kilometrelik derinlikler var. Buraları da bir hafta süreyle Rusya'yla yaptığımız anlaşma gereği bir hafta süreyle şu anda burada Rusya rejim güçleriyle beraber Kamışlı hariç, buranın kontrolüne devam edip buralarda varsa teröristleri aynen yine o 30 kilometreye kadar olan derinlikte bunlardan temizleyecek. Amerikalılar temizlediklerine dair bize yazılı olarak sözünü verdiler. Yazılı olarak. Aynı şekilde batıya geldiğinizde batıda da Tel Abyad'dan Tel Rıfat'a kadar, çünkü Tel Rıfat'ta da teröristler var. Tel Rıfat'taki teröristlerin de burada Ruslar ve rejim güçleri tarafından boşaltılmasını 10 maddelik metne onu derç ettik." diye konuştu.

Bölge temizlendikten sonra atılacak adımlar hakkında bilgi veren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Burası da teröristlerden temizlendikten sonra atılacak adım, bundan sonra bu bölgeye bizdeki malum şu anda 3 milyon 650 bin mülteci var. Bunların tamamına yakını Arap'tır. Diğerleri bunun dışında. Aramiler, Keldaniler ve Ezidiler var ama bir de Ayn El Arab'ta Kürtçe adıyla Kobani. Kobani'den de 350 bin kişi Obama zamanından beri Türkiye'dedir. Onların bakımını ve her şeyini biz temin ediyoruz. Diyorlar ya 'Kürtler aşağı, Kürtler yukarı.' Sürekli söyledikleri. Biz Kürtlere düşman değiliz, Kürtler kardeşimiz. Onlarla alıp vermediğimiz yok. Bizim derdimiz bu teröristlerle. Şimdi bakıyorsunuz Batılılar, 'Kürtler şöyle kaçtı, böyle kaçtı...' Hiç alakası yok. "

 

 

AA

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER