© Teknik Elektrik 2017-2024

Akdoğan: Tehdit eden bedelini öder

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Seçim günü hile yapan, vatandaşı tehdit eden bedelini öder" dedi.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Buradan bir kez daha uyarıyorum, seçim günü hile yapan, vatandaşı tehdit eden, okul bahçesinde veya sınıflarda vatandaşın iradesini şekillendirmeye çalışan, bir şekilde onların yerine oy kullanmak isteyen, oy kullanan... Bunların gerçekten cezası çok ağırdır. Herkes bunun bedelini öder, hukuk içinde bunların hepsinden hesap sorulur." ifadelerini kullandı.

"Bütün vatandaşlarımıza hizmet etmeye devam edeceğiz"

"Çözüm Süreci'nin şu anda 'buzdolabında olması' bizim 'Kürtleri kucaklamayacağımız, hizmet etmeyeceğimiz, yatırım yapmayacağımız, yaptığımız reformlardan geri adım atacağımız' anlamına gelmiyor" diyen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Oradakiler bizim vatandaşımızdır. Hangi etnik kökene, mezhebe ait olursa olsun biz, bütün vatandaşlarımıza hizmet etmeye devam edeceğiz" dedi.

"Terörün devre dışı kalması gerekiyor"

Başbakan Yardımcısı Akdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu süreci zehirleyen, süreci sürdürülemez hale getiren bir örgüt ve eylemeleri var. Siz isteseniz de yapamıyorsunuz. Bu sürecin devam edebilmesi, bunların devre dışı kalması gerekiyor. Bütün bu illegalitenin, baskının, şiddetin, terörün devre dışı kalması gerekiyor ki o ortamda Çözüm Süreci devam edebilsin. Bundan dolayı bu operasyonlar önem taşıyor."

"Bunlarda Stockholm sendromu var"

Sözlerini "Şimdi Kürtlere zulmeden, baskı yapan Esed ile işbirliği yapabiliyorlar. Kürtleri yok eden Baba Esed, oğul Esed" şeklinde sürdüren Akdoğan, "Kürtlere onlardan daha büyük zarar veren kimse geldi mi insanlık tarihinde? Ama işbirliği yapabiliyorlar. Bunlarda Stockholm sendromu var." ifadelerini kullandı.

Akdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Kobani'deki kendilerine tabi olmayan Kürtleri kaçırdılar. Oradaki Arapların, Türkmenlerin evlerini yaktılar. Onları zorla göç ettirmeye çalışıyorlar. Tam bir sindirme ve kaçırma politikası izlediler. Kandil'den getirdikleri silahlı adamlarla oraya çöktüler, ceberut bir yapı kurdular. 'Bunu nasıl geliştirebiliriz, oradaki farklı olanları kaçırdık, şimdi Fırat'ın batısındaki Arapları da Türkmenleri de oradan nasıl kaçırtabiliriz', böyle bir yaklaşım içinde. Kimse kusura bakmasın, Türkiye buna seyirci kalmaz."

 

Kaynak : AA

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER