AB'nin son dönemde ülkemize karşı tutumu yapıcı olmaktan uzak
GÜNCELCumhurbaşkanı Erdoğan, AB'de birkaç üye ülkenin ikili meselesinin Türkiye-AB ilişkilerini rehin almaması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, konuşmasında, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 4'üncü Toplantısı vesilesiyle Macaristan'da bulunduklarını belirterek, gerek dar çerçevede gerek heyetler arası yapılan ve en sonunda 10 maddelik bir anlaşmayla nokta koyulan görüşmelerin, her iki ülke arasında hayırlara vesile olmasını diledi.
Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ile oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, Başbakan Orban ile de görüştüklerini anımsattı. Erdoğan, gerek bakanların birbirleriyle yaptıkları görüşmeler gerekse Başbakan ve dışişleri bakanlarıyla dar çerçevede yapılan görüşmelerin gelecek için çok ciddi neticeler vereceğine inandığını kaydetti.
Stratejik iş birliğinin ilerletilebilmesi için atılabilecek adımların neler olduğunun üzerinde durduklarını belirten Erdoğan, "Gerek siyasi, gerek askeri alanda gerek güvenlik alanında göç konusu zaten en önemli adımlardan bir tanesi. Ekonomik, kültürel, ticari tüm bu alanlarda neler yapabileceğimizin üzerinde durduk. Eğitim, kültür, karayolu taşımacılığı, sosyal hizmetler gibi çeşitli alanlarda imzaladığımız 10 belgeyle, ilişkilerimizin hukuki zeminini güçlendirdik. 2018 yılında 2,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen ticaret hacmimizi 6 milyar dolar seviyesine çıkartmak için Sayın Başbakan ile aramızda bir irade birliği var. Bu tabii çok çok önemli. Macaristan-Türkiye bunu gerçekleştirmeye bana göre muktedirdir." diye konuştu.
Güvenli Bölge konusu
BM Genel Sekreteri'nin bu konuyla ilgili İstanbul'a geldiğini ve kendisiyle bir görüşme yaptıklarını anımsatan Erdoğan, bu görüşmede bir uluslararası donörler toplantısı yaparak Güvenli Bölge konusunda bir adım atılması yönünde çağrıda bulunduğunu anımsattı.
BM Genel Sekreterinin de kendisine verilen evrak, proje ve planlar üzerinde çalışma sözünü verdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tabii bundan sonraki süreci de Dışişleri Bakanı'm bizzat yakından takip edecektir. Macaristan'ın terörle mücadelemizde gösterdiği ittifak dayanışması, stratejik ortaklığımızın ne kadar kuvvetli temellere dayandığını göstermiştir. Az önce Sayın Başbakan'ın ifade ettiği gibi bizler NATO'da beraberiz. Bu ne demektir, bizler aynı zamanda stratejik ortağız. Stratejik ortakların terör örgütleriyle beraber olması mümkün mü? Ama maalesef bazı stratejik ortakların terör liderleriyle yapmış oldukları ne yazık ki görüşmeler, onlarla birlikte yapmış oldukları dayanışmalar var. Bunlar biz ciddi manada üzmüştür. Çünkü uluslararası teröre karşı mücadele vereceksek, o zaman uluslararası terörle mücadelede NATO üyelerinin böyle bir görüşmeyi yapması affedilebilir değildir."
DEAŞ'a karşı şu anda dünyada Türkiye'den çok daha güçlü bir tavır koyan ikinci bir ülkenin olmadığını, şu ana kadar alınan neticenin gösterdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"İlk etapta sadece El Bab'da 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirerek derdest ettik. Şu anda cezaevlerimizde 1150'yi aşkın DEAŞ'lı var. İşte en son Bağdadi'nin ablasını Azez'de eşiyle beraber yakaladık, şu anda bizde. Aynı şekilde eşini yakaladık, bizde. Şimdi en son 13 tane en yakın çevresini yakaladık, onlar da şu anda elimizde. Biz DEAŞ ile mücadeleyi böyle veriyoruz ve bunu vermekte kararlıyız. Asla bundan taviz vermeyiz. Çünkü terörün ve teröristin iyisi, 'benimki, seninki' anlayışı olmaz. Eğer bu mücadeleyi vereceksek kararlı vereceğiz. Çünkü burada insanlığın huzuru, menfaati yatmaktadır. Şu ana kadar bunu sürdürdük. Bundan sonra da sürdüreceğiz."
"Barış Pınarı Harekatı sayesinde terörle mücadele kararlılıkla sürüyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 yıla yaklaşan Suriye krizinde 1 milyon insanın hayatını kaybettiğini, 12 milyon Suriyelinin de evlerini terk etmek zorunda kaldığını anımsatarak, Birleşmiş Milletler hesaplamalarına göre bu insanlar için Türkiye'nin kendi bütçesinden 40 milyar dolar harcadığını belirtti.
"Ülkemiz bu yükü tek başına kaldıramaz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Peki 'Avrupa Birliği'nden size ne geldi?' diye soracak olursanız, cevabını vereyim Avrupa Birliğinin bize vermiş olduğu söz, 2015 yılı için 3+3 milyar avrodur ama bundan bize gelen sadece 3 milyar avro olmuştur. Ne zaman görüşsek, 'Projelendirdik, geldi, geliyor' hala gelen bir şey yok."
Yardımlar gelse de gelmese de varil bombalarından kaçan insanlara, Türkiye'ye sığınan insanlara her türlü desteği vermek zorunda olduklarını vurgulayan Erdoğan, şu anda buna yönelik çalışmalar yaptıklarını dile getirdi.
Barış Pınarı Harekatı sayesinde terörle mücadelenin kararlılıkla sürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika ile 120 saatlik bir teröristleri bölgeden çıkartma sözü aldık, mutabakatı böyle sağladık. Ardından Rusya ila Soçi Mutabakatı yaptık, onlarla da 150 saatlik bir mutabakattı fakat ne Amerika 120 saatlik sürede bu teröristleri bölgeden çıkarabildi ne de Rusya 150 saatlik süre içerisinde maalesef bu teröristleri bölgelerden çıkarabildi. Tabii şu anda bu bölgelerden bunlar çıkartılmadığı için de özellikle DEAŞ, YPG/PYD/PKK ile mücadele kararlı bir şekilde sürüyor." şeklinde konuştu.
DEAŞ'lı teröristlerin durumu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "151 ülkeden 76 bin kişiye Türkiye'ye giriş yasağı koyduk. Kim bunlar? Bunların içinde DEAŞ var, diğer teröristler var. Şu an hapishanelerimizde 737'si yabancı uyruklu olmak üzere 1149 DEAŞ'lı var." diye konuştu.
Barış Pınarı Harekatı sırasında terör örgütü PYD'nin cezaevlerinden çıkardığı çoğunluğu kadın ve çocuk 270 DEAŞ'lıyı tekrar cezaevlerine yerleştirdiklerine değinen Erdoğan, yakalanan DEAŞ mensuplarıyla ilgili değerlendirmelerin devam ettiğini anlattı.
AA
İlginizi Çekebilir