© Teknik Elektrik 2017-2024

ABD’den Bayat Senaryo!

Kendi halklarına zulmeden Saddam’ı bahane ederek “Özgürleştirme” palavrasıyla Irak’ı kan gölüne çeviren ABD, Rusya’nın arka çıkmasıyla zulmünü uzatan Esed’i bahane ederek aynı senaryoyu Suriye’de devreye soktu.

Aylardan yine bahardı. Mart’ın ortalarını biraz geçmiş tarih 18 Mart’ı gösteriyordu. TV’den Amerikan halkına seslenen, dönemin ABD Başkanı George Bush, Irak’ı işgal etmek için türlü bahaneler sıralıyordu: “Irak’ın kitle imha silahları ürettiğini gösteren somut kanıtlar var”, “Irak; zalim, Amerikalılar'a karşı düşmanlık besleyen, teröristlere yardım eden bir ülke”, ''korku günü gelmeden önce, bu tehlike uzaklaştırılacak…''

Bahanlerini ve tehditlerini sıraladığı anlarda Irak’ın zalim diktatörü Saddam Hüseyin’e de 48 saat süre tanıyan Bush, savaştan korkan Iraklı’ların yüreğine de şu sözlerle su serpiyordu: ''Artık daha fazla idam, zehir fabrikası, tecavüz olmayacak. Özgürlük gününüz yakın!''

Irak eskisi gibi olamadı

20 Mart 2003 ilk ABD füzesi Irak topraklarına düştü ve o günden sonra Iraklılar için hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Adres sormayan bombalar milyonlarca sivilin canına mal oldu. Savaşın bir süre durulması ile birlikte Irak yeniden dizayn edilmiş ve emperyalist baronlar Irak’ın altını da üstünü de sömürmeye başlamıştı. O gün ekilen fitne tohumları, kullanışlı maymuncuk DAEŞ’i filizlendirmiş, terör örgütü PKK’ya alan açmış ve ABD için kapalı duran bütün kapıları açacak bir anahtar daha ortaya çıkmıştı. Bugün Suriye ve Irak’ta istediği bölgenin etnik ve dini yapısını değiştirmek isteyen ABD, DAEŞ’i öne sürerek askeri operasyonlar başlatıyor, binlerce insanı katledip, yüz binlercesini ise sürgüne gönderiyor.

Aynı senaryo Suriye’de

Suriyeli’lerin 2011’den beri dile getirdiği daha fazla özgürlük talebini kanlı bir şekilde bastırmaya çalışan Esed’in de Saddam ile aynı kaderi yaşaması an meselesi. Saddam ve Esed burada bir sembol aslında olan bölgenin asıl sahibi Müslümanlar’a oluyor. “Daha fazla idam, zehir fabrikası, tecavüz olmayacak. Özgürlük gününüz yakın!'' sloganı ile göz boyayan ABD, şimdi Suriye’yi fiilen bölmenin yollarını arıyor. Suriye zahirde 3’e bölünmüş gibi görünse de Rusya ve İran desteği ile bir süre daha ayakta kalan Esed, iktidarda kaldıkça Suriyeliler’in çok daha büyük bir kıyıma uğramaları an meselesi.

Yine kitle imha silahı!

Cumartesi günü Duma’da gerçekleştirildiği iddia edilen kimyasal saldırı ABD başta olmak üzere bütün emperyalistlerin iştahını kabarttı. Rusya ve İran’ın Esed’i iktidarda tutma inadı, ABD ve yancılarını daha saldırgan hale getirdi. Saldırı haberlerinin yayılması ile birlikte en üst perdeden açıklamalar yapan ABD yönetimi, sözlerine rejimin bedelini ödeyeceğini eklemeyi de unutmadı.

Konuşan değişti sözler aynı!

ABD Başkanı Donald Trump’ın sözleri 15 sene önce konuşan Bush’un sözleri ile oldukça benzerlik gösteriyor. Suriyeli kadınları ve çocukları ‘çok düşünen onlar için kendini perişan eden’ Trump, şu sözleri söyledi:

“Kadınlar, çocuklar dahil olmak üzere anlamsız kimyasal saldırı sonrası çok kişi öldü. Baskı altındaki bölge kitlenmiş ve Suriye ordusu tarafından çevrilmiş, bu da dış dünyayla bağını koparıyor. Başkan (Vladimir) Putin, Rusya ve İran hayvan Esed'i destekledikleri için sorumlular. Büyük bedel ödenecek.”

Suriye’ye 8 füze

Kimyasal saldırı iddialarının hemen arkasından harekete geçen Fransa, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu olağanüstü toplantıya çağırırken, Suriye’ye yönelik 8 füze saldırısı gerçekleştirildi.

Rejimin haber ajansı SANA, önceki sabah saat 04.00 sularında Humus'taki T 4 hava üssüne füze saldırısı düzenlendiğini, ölü ve yaralıların olduğunu öne sürdü.

Rejim kaynakları, yine Humus'taki Şayrat üssüne saldırıldığına ilişkin iddialar ortaya attı.

İlk saldırı İsrail’den: ABD’nin bilgisi var

ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Christopher Sherwood, saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bizim yaptığımıza dair haberler doğru değil. Suriye'de herhangi bir hava saldırısı yaptığımızı teyit edemem" ifadesini kullandı. Rusya ise, , İsrail'e ait iki F-15 savaş uçağının Suriye’de bir hava üssünü bombaladığını açıkladı. Rusya tarafından suçlanan İsrail ise sessiz kalmayı tercih etse de doğrulama ABD’den geldi.

ABD'li yetkililer, İsrail'in Suriye'nin Humus bölgesindeki hava üssüne saldırı düzenlemeden önce Washington'ı bilgilendirdiğini söyledi. NBC News'a konuşan iki ABD'li yetkili, üsse saldıranın İsrail olduğunu teyit ederken İsrail hükümetinin Trump yönetimini saldırı planından önceden haberdar ettiğini belirtti.

T4 ve Şayrat, rejimin özellikle son dönemde Doğu Guta'daki kimyasal silah saldırılarını düzenleyen uçakların kalktığı üsler olarak biliniyor. Her iki üste de İran güçleri bulunuyor.

Sular ısınıyor

Duma’da gerçekleşen kimyasal saldırı sonrası ABD’den “Askeri seçenek masada” açıklaması gecikmedi. “Kuduz Köpek” (köpekleri tenzih ederiz) lakaplı ABD Savunma Bakanı Mattis “Askeri müdahale seçeneği ihtimal dışı değil” dedikten sonra Başkan Donald Trump da “Bu insanlıkla ilgili bir durum, yaşananlara izin veremem” diyerek askeri yetkililerle değerlendirmeler yaptıklarını ve 48 saat içinde bir karara varacaklarını söyledi. Trump’ın “Saldırının arkasında Rusya mı, İran mı, Suriye mi yoksa hepsi birlikte mi var, karar vereceğiz” cümlesi bölgedeki karmaşanın bir göstergesi olarak kayıtlara geçti. Diğer yandan ABD ve koalisyon güçlerinin Suriye’ye yönelik olası bir saldırısına karşı Rus askeri birimlerinin alarma geçtiği iddia edilirken Suriye’deki bir diğer aktör olan İran da Suriye’ye yönelik bir saldırı olursa rejime destek vereceklerini açıkladı.

www.dirilispostasi.com

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER