© Teknik Elektrik 2017-2024

9 günde 1500 kilometrekarelik alanı örgütün zulmünden kurtardık

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin, "Sadece 9 gün içinde bir kısmı üst düzey 765 teröristi etkisiz hale getirerek bin 500 kilometrekarelik alanı örgütün zulmünden kurtardık." dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Rize Dernekler Federasyonunca (RİDEF) Rize Valiliği himayesinde Maltepe Sahil Etkinlik Alanı'nda düzenlenen 11. Rize Tanıtım Günleri'ne katıldı.

 

Erdoğan, buradaki konuşmasına, Fatih'in emaneti İstanbul'dan Rize'nin yiğit, mert, cömert, vefalı insanlarına selamlarını ileterek başladı. 

Hemşehrileri ile kucaklaşmanın, hasret gidermenin bahtiyarlığı içinde olduğunu belirten Erdoğan, 24 Ağustos'ta Rize'ye gittiğini, Rizeli hemşehrilerine 31 Mart belediye seçimlerinde AK Parti'ye verdikleri rekor destek için teşekkür ettiğini hatırlattı.

 

Seçimlerde şampiyon olmanın artık bir Rize klasiği haline geldiğini ifade eden Erdoğan, "Daha önceki seçimlerde olduğu gibi 31 Mart'ta da Rize yüzde 73 oy oranıyla Türkiye birincisi olarak AK Parti'yi zirveye taşıdı. Bu ziyaretimizde ayrıca toplam yatırım tutarı, 1 milyar 103 milyon lirayı bulan 28 adet projenin de toplu açılış törenini gerçekleştirdik. Açılışını yaptığımız eserler arasında Çaykur'un 633 milyon liralık yatırımla hayata geçirdiği çay paketleme fabrikası da vardı. Aynı ziyarette hemşehrilerimizle hepsi birbirinden önemli pek çok müjdeyi paylaştık. Açılışını yaptığımız eserlerin Rize'mize hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.

 

"Ülkemizi hedefleri ve hayalleriyle muhakkak buluşturacağız"

Rize'den aldıkları cesaretle bugüne kadar olduğu gibi 81 şehrin her birine, 82 milyon vatandaşın her bir ferdine hizmet götüreceklerini dile getiren Erdoğan, "Ülkemizi hedefleri ve hayalleriyle muhakkak buluşturacağız. Türkiye'nin ve Türk milletinin başını daima dik tutacağız. Tarihi şanlı zaferlerle dolu bu necip milleti, dünya siyaset sahnesinde asla hayal kırıklığına uğratmayacağız. Rengini şehitlerimizin kanlarından alan al bayrağımızı daha büyük bir gururla dalgalandıracağız. Bağımsızlığımızın timsali olan ezanlarımızı daha gür bir nida ile okuyacağız. Her karışında bir şehidin yattığı vatanımızı daha çok seveceğiz. Kardeşlik türkülerimizi daha büyük bir coşkuyla söyleyeceğiz. İstikbalimizin teminatı olan rabiamıza daha çok sarılacağız. Tek millet diyeceğiz, tek bayrak diyeceğiz, tek vatan diyeceğiz, tek devlet diyeceğiz. 82 milyon bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız ve Türkiye olacağız." diye konuştu.

"Sigaranın elektroniği mi olur?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rizelilerin atmaca gibi atak, Karadeniz gibi kabına sığmayan insanlar olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Benim hemşehrilerim aynı zamanda son derece zeki ve esprilidir. Rize günlerinin bu seneki temasında, Rize'nin o ince zekasına, pratikliğine bir kez daha şahit oluyoruz. 'Bırakalım sigarayı, içelim Rize çayı'. Ama bugün burada bir karar vermemiz lazım. Bu melaneti bırakalım, kendi kendimize zarar veriyoruz. Hem kasaya, hem keseye, hem vücuda. Yazıktır, günahtır. Bu israf. Ben Cumhurbaşkanı olarak sevdiklerime diyorum ki; inanın bu haramdır. Diyanet İşleri Başkanımız da söyledi. 'Haramdır' dedi. Niye? Kasaya, emanet-i ilahi olan bu vücuda zararı var mı? Var. Doktorlar da burada. Öyleyse haram. 

Kimi biz zenginleştiriyoruz? O malumlar var ya? Adamlar geliyor bize, yok elektronik sigara... Sigaranın elektroniği mi olurmuş? Bunun için bizden özellikle yer istiyorlar, müsaade istiyorlar. Vermedim, vermem. Marka olarak da söyleyeyim, radyo Philips değil, sigaranın da bir Philips'i var. Bunlar Türkiye'de yatırım yapacakmış. Adını da böyle koyuyorlar. 'Yatırım yapacağız.'. O yatırımı siz başka yerde yapın. Ama şimdi ne yapıyorlar? Kaçak olarak bunu ülkeme sokuyorlar. Ticaret Bakanıma da söylüyorum, bunları asla ülkemize sokmayacağız. Çünkü bunlar benim vatandaşımı zehirleyerek zengin oluyorlar. Bunlara fırsat vermeyeceğiz."

Erdoğan, devlet ne kadar kararlı olursa olsun, sivil toplumun omuz vermediği bir mücadelenin başarıya ulaşma şansının olmadığını söyledi. 

 

Hem sağlıklı nesiller yetiştirme hedefine hem de ülkenin stratejik bir ürününe sahip çıkılması çağrısı yapan Erdoğan, sigara ve bağımlılık yapan diğer tütün ürünlerine karşı verdiği mücadeleyi anlattı.

Erdoğan, son 17 yılda bu alanda tarihi nitelikte adımlar attıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Önce 'dumansız hayat' sloganıyla sigarayla gerçek anlamda mücadeleyi biz başlattık. Dünya Sağlık Örgütü de bundan dolayı bana bir ödül verdi. 'Hayat sigarasız güzel' şiarıyla yürüttüğümüz bu mücadelede milletimizin tüm kesimlerinin desteğini aldık. Düzenlediğimiz kampanyalarla her şeyden önce sigaraya ve zararlı alışkanlıklara yönelik bakış açısını değiştirdik. Artık herkes sigarayı özenilmesi gereken bir alışkanlık olarak değil çok ciddi sağlık problemlerine sebebiyet veren bir bela olarak bakıyor. Her yer ve ortamda sigara içme özgürlüğü yerine bireylerin temiz hava soluma hakkından bahsediliyor. Bir dönem ülkemizde otobüslerde, uçaklarda, devlet dairelerinde, kapalı alanların hepsinde rahatça sigara içilebildiğini düşündüğümüzde elde edilen başarıların değeri daha iyi anlaşılacaktır. Şu anda dünyada öyle bir konuma geldik ki bakıyorsunuz caddenin bir kenarındaki kaldırımda sigara yasak, diğer tarafta serbest bırakıyorlar. Şu anda Almanya'da her iki kaldırımda da yasaklanması konuşuluyor. Niye? Her şey ortada da onun için..." 

 

120 saat

Türkiye ve ABD arasında yürütülen Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin 13 maddelik ortak açıklamaya değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda 13 maddelik ortak bildirinin 120 saatlik bir süreci var. Bunun yarıdan fazlası geride kaldı. Buna uyulduğu takdirde ne ala, uyulmadığı takdirde 120 saat bittiği anda biz tekrar Barış Pınarı Harekatı'nı bırakılan yerden aynen devam ettiririz. Bunu, Sayın Trump'ın gönderdiği heyete zaten söyledim. Diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelere aynen söyledim. Bunun yanında salı günü Soçi'deyiz, Sayın Putin'le de bunları tekrar konuşacağız. Attığımız bu adımların hepsi de sadece topraklarımızı korumaya yöneliktir, teröristlerin bize taciz atışlarına karşıdır ve kendi evlatlarımızı korurken, teröre karşı da bir mücadelenin adıdır. Dünya, teröre karşı mücadele vermiyor mu? Lafa geldiği zaman veriyor, Türkiye verdiği zaman niye rahatsız oluyorsunuz? Bu mücadeleyi vereceğiz. Bölücü terör örgütünün yandaşları dışında, tüm Türkiye bu kritik dönemde gerçekten alkışlanacak bir dayanışma sergilemiştir."

 

"Terör örgütüyle anlaşmadık, ABD ile anlaştık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'yla Suriye sınırında kurulmaya çalışılan terör koridoruna öldürücü darbeyi indirdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bunun yanında harekat, bölgemize yönelik emperyalist senaryoları da darmadağın etmiştir. Böylece ülkemiz, hem kendi güvenliğini hem de Suriye'nin toprak bütünlüğünü garanti altına alacak hayati önemde bir adım atmıştır. Perşembe günü ABD ile vardığımız mutabakat ise sahadaki başarımızın diplomasi masasına bir yansımasından ibarettir. Güvenli bölge ilan ettiğimiz yerlerin, tekrar ediyorum, 120 saat içerisinde tamamen boşaltılması noktasında ABD ile anlaştık. Perşembe gecesinden bu yana bu süre işliyor. İlgili birimlerimizle sahadaki gelişmeleri yakından takip ediyorum. 12 saatin bitiminde şayet Amerika ile anlaşmaya vardığımız hususlarda... Dikkat edin, terör örgütüyle anlaşmadık, ABD ile anlaştık. Burada birileri saptırma yapıyor, öyle bir şey yok." 

Kuzeyden güneye 32 kilometre, Irak sınırından Cerablus'a 444 kilometrenin güvenlik bölgesi olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu güvenlik bölgesini koruma altına alacağız. Dersimizi çalıştık, planlarımız, projelerimiz de tamam. Adımlarımızı da buna göre atıyoruz. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacak, son teröristi de bölgeden temizleyen kadar mücadelemizi sürdüreceğiz." dedi.

"Beklentimiz Türkiye'ye verdikleri sözlere bağlı kalmaları"

Erdoğan, sabah İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile görüştüğünü anımsatarak, şunları söyledi:

"Dedik ki, 'Bakın bizi anlayın, teröristlerin yanında yer almayın. Biz NATO'da sizlerle beraberiz. Bu terör örgütleri eğer NATO'ya girdiyse ondan haberimiz yok. Lütfen bu konularda hassas olun ve mücadeleyi hep beraber vermemiz lazım.' Amerikalı müttefiklerimizden beklentimiz Türkiye'ye verdikleri sözlere bu sefer bağlı kalmalarıdır. Daha önce Münbiç'te yapılan oyalama taktiklerinin ülkemize kaybettirdiği zaman ortadadır. Bu tarz yanlış hesapların bir daha tekrarlanmamasını istiyoruz. Türkiye olarak 17 Ekim mutabakatının Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir sıçrama tahtası olmasını arzu ediyoruz. İnşallah iki köklü müttefike yaraşır şekilde iş birliğimizi ticaretten terörle mücadeleye kadar her alanda daha da güçlendireceğiz. Artık sorunlara değil, her iki ülkenin de menfaatine olan pozitif gündemlere odaklanmayı istiyoruz."

 

 

AA

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER