© Teknik Elektrik 2017-2024

2,5 ve 10 yıllıklarda (tahvil faizlerinde) tarihi bir düşüş trendini yakaladık

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, (TCMB'nin kredilerde menkul kıymet tesisiyle ilgili düzenlemesi) Bankaların menkul kıymetlere talepleri arttı. Dün itibarıyla 2,5 ve 10 yıllıklarda (tahvil faizlerinde) tarihi bir düşüş trendini yakalamış olduk." dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, NTV kanalında ekonomi gündemine ilişkin soruları yanıtladı.

AK Parti hükümetleri döneminde dar gelirli vatandaşların yaşam kalitesinin artırılması ve bu amaca yönelik araçların geliştirilmesi için sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok adım attıklarına işaret eden Nebati, "Dar gelirli vatandaşlara verilen destekler 2002 yılında 1,6 milyar lira iken bugün 145 milyar lirayı aşmış durumda. Bütçe içindeki payı da 1,3'ten 5,1'e çıktı. Bu aslında Türkiye'nin son 20 yılda dar gelirlilere yönelik attığı adımlar ve sosyal devlet anlayışının hakim anlayışa dönüştüğünün göstergesidir." dedi.

Nebati, konjonktürel olarak da ortaya çıkabilen sıkıntılı dönemlerde adımların çok farklı şekillere dönüşebildiğine dikkati çekerek, doğal gaz ve elektrik fiyatlarının dünyada artmasıyla Türkiye'ye de etkisinin olmasının dar gelirliler için destek ihtiyacını doğurduğunu söyledi. Bu anlamda 4 milyon haneye doğal gaz ve elektrik desteği verdiklerini belirten Nebati, şöyle konuştu:

"2022 yılında dar gelirlilerin doğal gaz ve elektriği kullanabilmeleri için 142 milyar liradan vazgeçtik. Şu anda dünyada doğal gaz üreticisi olmayıp da en fazla hane halkını destekleyen ülkelerin başında geliyoruz. Şu an hane halklarındaki doğal gaz desteği yüzde 82'ye kadar ciddi bir rakama ulaşmış durumda. Önümüzdeki süreçte de bunlara yönelik adımlar atılacak."

Dar gelirlilere yönelik iki proje daha yolda

Son dönemde kira artış oranlarına yüzde 25'lik sınır getirdiklerini anımsatan Nebati, gerek konut fiyatlarında gerekse kiralarda normalleşmenin de bu adımlar sonrasında kendiliğinden gelmeye başladığını ifade etti.

Nebati, ücretlerde çok önemli adımlar attıklarını belirterek şu değerlendirmede bulundu:

"Ücretlerde yılbaşında yüzde 50'lik bir artış sağladık. Bunun 10 puanlık kısmını gelir ve damga vergisinden vazgeçerek sağlamış olduk. Temmuz ayında asgari ücretlilere tekrar yüzde 30'un üzerinde bir artışla aslında toplamda birikimli olarak yüzde 90'a yakın bir artış sağlamış olduk ki asgari ücretliler bu anlamda rahat edebilsinler. Sadece asgari ücretliler de değil, kamu çalışanları, emekliler, dul ve yetimler başta olmak üzere ocak ve temmuz aylarında çok yüksek oranlı artış yaparak sabit gelirli tüm kesimlerin rahat bir şekilde nefes alabilmesini sağlayacak adımlar attık."

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bir konut çalışması olduğunu ve 13 Eylül'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacağını dile getiren Nebati, "Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesini gerçekleştirmiş olacağız. Bununla birlikte KGF üzerinden de konut üretiminde önemli desteklerimizi daha önce verdik, bundan sonra da vermeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Nebati, yeni projelere de değinerek şunları söyledi:

"İlgili bakanlıklarımızla dar gelirlilerimizin sıkıntı yaşadıkları alanlarda çok önemli iki projemiz var. Bunların gerçekleştirilmesinde son çalışmalarımızı ilgili bakanlarımızla gerçekleştirdik. Sayın Cumhurbaşkanı'mız ile kabine toplantısında son rötuşlar yapıldıktan sonra bunun açıklanmasıyla çalışmalarımızı tamamlamış olacağız."

Yoksullukla mücadele adımları

Bakan Nebati, "Söz konusu çalışmalar, dar gelirlilerin icra ve haciz sorunlarının çözülmesi, kredi kartı borçlarının yapılandırılması gibi sorunları mı kapsıyor?" sorusu üzerine, "Bir sıkıntı varsa bu sıkıntıların giderilmesi noktasında bahsettiğiniz alanlar dahil olmak üzere adımlarımızı atmamız mukadder." dedi.

2003 yılında 1,9 doların altında yaşayanların toplam nüfusa oranının yüzde 3,9 olduğunu hatırlatan Nebati, son yıllarda bu konunun artık gündeme gelmediğini, çünkü bu rakamın binde 4'ün altına düştüğünü söyledi. Nebati, kişi başı günlük 3,2 doların altında yaşayanların toplam nüfus içindeki payının da binde 5'e kadar gerilediği bilgisini verdi.

Bir taraftan yoksullukla mücadele edilirken diğer taraftan da yoksulluğun azaltılması yönünde gerekli adımları atmaya devam ettiklerini vurgulayan Nebati, şunları kaydetti:

"Karşı karşıya kalınabilecek sorunların giderilmesi noktasında Adalet, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Ulaştırma ve Altyapı bakanlıklarımızla önemli toplantılar gerçekleştirdik. Bu toplantıların neticesinde vardığımız çok güzel sonuçlar oldu. Bunları kabine toplantısında tartışıldıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanı'mız tarafından kamuoyuyla paylaşılacağı zaman hep beraber görmüş olacağız. Ciddi ve önemli iki projemiz var. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ile de güzel bir çalışmamız var, inşallah bunu da neticelendirmiş olacağız."

"Kredi faizlerinin Merkez Bankası faiz oranlarına yakınsayacağı yönünde beklentimiz var"

Bakan Nebati, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) kredilerde menkul kıymet tesisiyle ilgili son düzenlemelerine ilişkin sorulara da şu yanıtı verdi:

"Geçen yıl aralık ayından itibaren atılan adımlar ve en son cuma günü aldığımız makroekonomik tedbirler bir arada düşünülerek önümüzdeki 21. yüzyılın en önemli dönüşüm araçlarından birisi olduğunu okuyarak yola çıkmamız lazım. Enflasyon yüksek doğru ama Merkez Bankası faiz oranları ile ticari krediler arasındaki makas da açılmış durumda. Merkez Bankası 3 ayaklı bir araç geliştirmiş oldu. Birisi kredi büyümesiyle zorunlu karşılıkların ilişkilendirilmesi, diğeri belirlenen faiz oranı üzeri için ilave zorunlu karşılık ve harcama mukabili kredi. Üç ayağa baktığımızda, bu Türkiye Ekonomi Modeli'nin bir ayağının parasal yönden atılmış adımıdır. Cuma günü atılan adımla nisan düzenlemesi değiştirildi. Zorunlu karşılık yerine menkul kıymet getirildi, devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) talebin artışı ve DİBS faizinin düşüşü hedeflenmiş oldu. Gelir eğrisinde normalleşme ve uzun vadede de faizlerde bir gerileme hedeflendi ve dün itibarıyla bunun yansımalarını görüyoruz."

Düzenleme kapsamında kredilerde yüzde 23 ila 29 arasındaki faiz için "faiz anomalisi"ne müdahale ederek, yüzde 20, yüzde 29'u aşması durumunda da yüzde 90 menkul kıymet tesisi getirildiğini anlatan Nebati, "Bu bankaların menkul kıymete olan ihtiyacının ortaya çıkması demektir. Bu anlamda bankalar pazartesiden itibaren menkul kıymetlere olan taleplerini artırdı. Dün itibarıyla bakıldığında 2,5 ve 10 yıllıklarda (tahvil faizlerinde) tarihi bir düşüş trendini yakalamış olduk. Böylelikle hazinenin borçlanma miktarı ve oranı düşmüş oldu." ifadelerini kullandı.

Hazinenin tahvil arzına ilişkin simülasyonları yaptıklarını belirten Nebati, şu bilgiyi verdi:

"Eylül ayında tahvil ihracına çıkacağız. Bu tahvil ihracıyla bankalarımızın ihtiyacını karşılamış olacağız. Burada alınan kararlarla kredilerin uygun ve Türkiye Ekonomi Modeli'nin işaret ettiği şekilde kullandırılması amaçlanıyor. Buradaki KOBİ'lere, tarıma, üretime talep devam edip, özellikle yüzde 23'ün altında kullandırılması teşvik ediliyor. Bu anlamda, büyük ihtimalle kredi faizlerinin Merkez Bankası faiz oranlarına yakınsayacağı yönünde bir beklentimiz var."

Nebati, bu düzenlemelerin aynı zamanda kredilerin faturalandırılarak amacına uygun kullandırılmasına yönelik bir yöntemin geliştirilmesi amacını da taşıdığını dile getirerek, "Proforma faturaların da belli bir süre içinde gerçekleştirilmesi, gerçekleştirilmemesi durumunda da kredilerin geri çekilmesine kadar yaptırımların ortaya konulabileceği bir süreci takip ediyoruz." dedi.

"Hazine üzerine düşen her sorumluluğu alıyor"

Enflasyonla mücadelelerinin çok net bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Nebati, enflasyonist ortamda ucuz kredi imkanının dövize döndürülmesi ve kredinin ihtiyaç olmayan alanlara yönlendirilmesinin engellenmesini amaçladıklarını kaydetti. Nebati, "Bizim vatandaşlarımızdan, üreticilerimizden istediğimiz şey çok açık. Bizim ekonomi modelimize uygun şu anda tam bir geçiş sürecinin yaşandığı, soru işaretlerinin de zaman içinde giderilmeye başlandığı böylesine önemli bir dönemde lütfen Türkiye'nin kaderini en iyi şekilde belirleyecek olan üretim, istihdam ve ihracat odaklı amacımıza uygun olarak konumlanmak. Bunun için de biz finansal yapıyı buna yönlendiriyoruz. Hazine üzerine düşen her türlü sorumluluğu alıyor." diye konuştu.

Bakan Nebati, bireysel kredilerin amacına uygun kullandırılmasına ilişkin daha önce de tedbirler aldıklarını, bunların kullandırımlarında bir sıkıntı olacağına ihtimal vermediklerini bildirdi. Nebati, başta Halk Bankası olmak üzere kullandırılan esnaf kredileri ve Ziraat Bankası üzerinden verilen tarım kredilerinin tam amacına uygun bir şekilde yoluna devam ettiğini vurguladı.

Türkiye'nin geçmişteki pek çok problemli dönemde dahi ödemeler dengesi ve cari açığını karşılamada hiçbir zaman sıkıntı yaşamadığını ve bundan sonra da yaşamayacağını belirten Nebati, "Önümüzdeki 6 aylık süreçte Türkiye'nin karşı karşıya kalabileceği cari açık yıllıklandırılmış olarak 45 milyar dolar seviyesinde. 45 milyar doların biz ilk 6 ayda 32 milyar dolarını karşıladık, kapandı, bitti o iş. Bundan sonraki karşı karşıya kalabileceğimiz miktar 13 milyar dolar. Bu 13 milyar doları Türkiye çok rahat şekilde karşılar." diye konuştu.

Petrol ve enerji fiyatlarındaki dengesizliğin etkisine işaret eden Nebati, "Türkiye petrol fiyatlarının normalleşmesiyle hiçbir problem yaşamadan önümüzdeki süreci tamamlar. Normalleşmese de 13 milyar dolarlık ihtiyacımız çok normal, bunu karşılamış oluruz... Bu borcun bir kısmı kamunun, bir kısmı bankaların, bir kısmı da reel finansmanın ihtiyacı. Özel sektör, reel sektör, bankalar bir sıkıntı yaşamıyor, bundan sonra da yaşamayacak. Bu ihtiyaçlarımızın karşılanması noktasında kesinlikle hiçbir şekilde bir sıkıntımız yok." ifadelerini kullandı.

"Yabancı para girişinin artarak devam edeceğini bekliyorum"

Türkiye'ye son dönemde gelen yabancı para girişlerinin sorulması üzerine Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gerek doğrudan yatırımlar ve diğer enstrümanlarla Türkiye'ye çok ciddi şekilde bir giriş olduğunu gözlemliyoruz. Bunun yansıması BIST'te. Son dönemde BIST'te ciddi şekilde yükseliş var. Endeks yükseliyor. Yurt dışından bulunan kaynakların 'nereye gideyim' şeklindeki tutumları Türkiye'ye yönlendiriyor kendilerini. Şu anda 3 bin puanı aşmış durumda. Toplam işlem hacmi de BIST'te ciddi şekilde yükseliyor. 5 günlük ortalama nerdeyse 80 milyar liraya gelmiş durumda. Bu son BIST'e giren miktar 300 milyon doların da üzerinde geliyor. Bunun dışında girişler var. Bu girişler artarak devam ediyor. Aynı şeklide doğrudan yatırımlara, gayrimenkul sektörüne geliyorlar. Bütün bunlara bakınca, bunun yansıması döviz tevdiat hesaplarına (DTH), Merkez Bankası brüt rezervlerinin 110 milyar doların üzerinde çıkması gibi sonucu ortaya koydu. Bu, artarak devam edecek. Niye, dünya güvenli liman arıyor, Türkiye bu güvenli limanların başında gelen ülkelerin sıralamasında ilk sırada yer alacak kapasiteye sahip. Bu girişin artarak devam edeceğini bekliyorum."

Bakan Nebati, yeni ekonomi modelinde önceliğin inşaata verildiği eleştirilerine de yanıt verirken, ekonominin lokomotifinin kesinlikle, ihracat, üretim ve istihdam olduğunu belirtti. Bu konuda hiçbir şeklide geri adım atılmayacağını aktaran Nebati, "Son dönemlerde özellikle konut fiyatlarının yükselmesi, kiraların yükselmesi gibi başta dar gelirliler olmak üzere sıkıntı yaşayan kesimlerin rahatlatılmasına yönelik adımlar atıyoruz. Bu, Türkiye'nin büyüme lokomotifinin önceliği inşaat sektörüdür anlamına gelmez." dedi.

Büyüme rakamlarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Nebati, 2020 yılında "Türkiye küçülecek" denilmesine rağmen yüzde 1,8'lik büyüme elde edildiğini, 2021'de de "Türkiye tek haneli büyüyecek" denilmesine rağmen yüzde 11'lik büyümenin yakaladığını anlattı. "Türkiye, ilk çeyrekte yüzde 7,3 büyüdü. İkinci çeyrekte bunun da üzerinde bir büyüme bekliyoruz." diyen Nebati, öncü göstergelerin de buna işaret ettiğini aktardı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER